Devlet ve Cehalet!

Cahit Kılıç 25.01.2025 20:04:31

Politik Felsefe’nin kurucusu kabul edilen” Antik Yunan filozofu Platon (Eflatun), yaklaşık 2400 yıl önce DEVLET adındaki eserini yazıyor…

Çok hazindir ki, kendisini devlet zanneden ve devletin başına çöreklenen çoğunluğu cahil, sözde politikacı ve devlet adamları, Platon’un adını bile duymamışlardır…
Ya niye yerlerde süründüğümüzü düşünüyorsunuz?

Ve Platon’dan birkaç özlü söz:

-Adet ve kanunlar iyilik ile kabul edilmelidir. İyilik ve fayda bundadır. Baskı ve kölelik yolu ile kabul ettirilmesi ile doğacak zarar sayılamaz!

-Bilge insanlar konuşurlar çünkü söyleyecek bir şeyleri vardır. Aptal insanlar konuşurlar çünkü bir şey söylemek zorundadırlar!

-Demokrasi, bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. Devam edilirse demagoglar türer. Demagoglardan da diktatörler çıkar!

*
Bu sözler sizce kimleri ya da kimi tarif ediyor?!

***
SADE BİLGELİK!

İsveç asıllı ve OSCAR ödülü sahibi, sinema sanatçısı İngrid Bergman’a sormuşlar;

“Gidişat çok kötü, dünya nasıl kurtulacak?”

“Utanç” demiş Bergman, “Dünyayı bir tek utanan insanlar kurtarabilir.”
*
Çünkü utanmak “kibir” denilen en büyük günahın panzehiridir. Yalanın, iftiranın, hırsızlığın, pişkinliğin, arsızlığın, sahtekârlığın önündeki en büyük engeldir…

***
BENDE-İ HAKİR

Bizim Kars’ta, anlama zorluğu olan insanlar için “Kaburgası Kalın” derler.
Utanmaz, arsızlar için de “Derisi Kalın” denir…

Bende-i hakir, onlar için “Camış derisinden mücessem” diyorum.
Suratları da “Camış derisinden ayakkabı köselesi”…
*

Af buyurun, tonlarca tükürülse dahi kâr etmez…

***
ETEKLERİMİZDEN KİR AKIYOR!

Özdemir Asaf:

“Suya sabuna dokunmazmış; pise bak!”

“Bütün renkler aynı hızla kirleniyorduBirinciliği beyaza verdiler.”

Ve daha sonra:

“Çokça yağmur yağsa, temizlenir mi şu kirli dünya?”

*
O kadar çok pisliğe bulaştık, o kadar çok kirlendik ki; Fırat Nehri bile artık bizi temizleyemez!

***
ÜSTÜNE ÇÖKÜLEN ADALET!

Fuzûlî:

“Müşkil odur ki bir ola; sahib-i hüküm, sahib-i dâvâ!”

Ziya Paşa:

“Kadı ola davacı vü muhzır dahi şahit; Ol mahkemenin hükmüne derler mi adalet?”

Mevlânâ:

“Adil olmayan iktidarın, hiçbir gücünün olmadığını gör! Zorla sürdürülen iktidar kalpsiz, ruhsuz ve gözsüzdür!”

Emile Zola:

“Adalet ancak hakikatten, saadet ancak adaletten doğabilir.”

Montaigne:

“Adaletin olmadığı yerde ahlak da yoktur.”

Aristo:

“Adalet ilkin devletten gelmelidir. Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir!”

*
Adalet ve merhamet gibi ulvî değerleri rafa kaldıran ülkelerin, zulmün ve cehlin karanlığından kurtulmaları mümkün değil…

***
KARA PROPAGANDA!

İnsanlığın “hükmetme hastalığı” başladığı kadim zamanlardan günümüze kadar hep olmuştur.
Kara propagandayı İslâm’a Muaviye bin Ebusufyan soktu. En büyük akıl hocası da Amr bin As idi.
Kısa geçiyorum. İslâm’ın meşru halifesi Hz. Ali’ye başkaldıran ve aslında Hz. Ali’nin kılıcıyla İslamiyet’i kabul etmek zorunda kalan Ben-i Ümeyye kabilesinin mensubu olan Muaviye, Şam’da Hz. Ali hakkında o kadar yoğun bir kara propaganda yaptı ve yaptırdı ki…
Hz. Ali, Kûfe’de bir mescitte namaz kılarken şehit edildiği haberi Şam halkına ulaşınca, “Ali Müslüman mıydı, namaz da mı kılıyordu” diyenler bile çıktı…

Ve tarih bize gösteriyor ki, zulümle hükmeden her diktatörün bir kara propaganda uzmanı var. En meşhuru da Hitler’in Goebbels adındaki adamıdır.
Günümüzdeki hangi diktatörlerin hangi Goebbels’leri var, Stalin benzeri hangi despotların Lavrenti Beria’ları var, varın onları da siz bulun!

***
HAYSİYET!

Ünlü Fransız Avukat Antoinne Pierre Berryer 1868’de yoksulluk içinde ölürken; genç meslektaşları:
“Üstat, ayaklarınızın altına altın torbaları koymuşlardı, neden almadınız?” diye sormuşlar.
Berryer “Almak için eğilmek lazımdı” demiş.
*
Rüşvet aldığı Rıza Zarrab için “Böyle adamın ayaklarının altına yatarım” diyen bakanımız vardı.
İşte böyle böyle çürüyen bir toplum olduk!

***
SON SÖZ ZİYA PAŞA’DAN!

Kendim için yazıyorum.

“İdrak-i maali bu küçük akla gerekmez
Zira bu terazi o kadar sıkleti çekmez!”

Yazarın Diğer Yazıları