Dönmeyen çark!
Büyük bir şair, bir büyük mütefekkir, hürriyet mücadelesi vermiş bir özgürlük mücahidi ve bir devlet adamı ZİYA PAŞA, yaklaşık 150 yıl önce şöyle diyor:
“ASİYAB-I DEVLETİ BİR HAR BİLE DÖNDÜRÜR!”
Gençler için sadeleştireyim: DEVLETİN ÇARKINI BİR EŞEK BİLE DÖNDÜRÜR!
***
Yapamadılar…
Devletin çarkını döndüremediler…
Ya da kendi değirmenlerinin çarkını döndürdüler ve milleti aç ve açıkta bıraktılar…
***
Kim Demiş!
“EN İYİ BİLDİĞİM ŞEY HİÇBİR ŞEY BİLMEDİĞİMDİR!”
Yaklaşık 2.500 yıl önce, Antik Yunan’ın “ahlâk filozofu” Sokrates demiş!
“Bunu, ben sizden mi öğreneceğim” diyen cehalet timsali mütekebbir diyecek değil ya!
***
Bilgelik, güç ve tevazu!
Kibrine kapılıp “Onu bulun bana getirin” demedi. “Beni ona götürün” dedi.
Götürdüler…
Yıkık bir duvarın dibinde, üst baş pejmürde, saç sakal birbirine karışmış bir pir-i fani, taşın üstünde oturup güneşleniyordu…
Tam karşısına geçti, ayakta durarak:
“Ben, imparator İskender” “Dile benden ne dilersen?”
Hafifçe başını kaldırdı, karşısındaki genç adam güneşini kesiyordu.
Yaşlı ama güven dolu bir sesle:
“Gölge etme başka ihsan istemem!”
2.350 yıldır dillerden düşmeyen bu sözü söyleyen adam, filozof Sinoplu Diyojen’di…
Ve yine tarih yazıyor ki;
Üç kıtayı egemenliği altına alan büyük hükümdar İskender’e sordular:
“Eğer imparator İskender olmasaydın, kim olmak isterdin?”
Tereddütsüz:
“Diyojen olmak isterdim” diyor…
Güç, akıl ve yürek bileşenin simgesi ne ola ki?
Ve tarihe düşmek her babayiğidin harcı değil. Tarihin çöplüğü ise içi kof adamlarla doludur…
***
Et tekrar-u ahsen velevkâne yüz seksen!
Daha önce de yazmış, “neden zillet içinde yaşıyor ve zulmette boğuluyoruz?” diye sormuş ve en başlıca üç etkene işaret etmiştim…
1- Orta Asya Türk mitlerinde geçen ve ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov’un bir romanında işlemesi sonucu dünya gündemine oturan “MANKURTLAR!”
2- Antik Yunan filozofu Platon’un “MAĞARA ALEGORİSİ!”
3- Arap Edebiyatında geçen bir efsane olarak “AHFEŞ’İN KEÇİSİ!”
Gençler, araştırıp bularak okusunlar. Görecekler üstümüze çöken bu kara bulutların sebepleri nelerdir?
***
Putperestler!
“Beşerin böyle dalâletleri var!
Putunu kendi yapar, kendi tapar!”
Diyen Tevfik Fikret’e, “ateisttir” diyerek yüz yıldan fazla küfrettiler. Ama büyük şair, bunların cemaziyelevvellerini biliyordu. Doğru ve kesin teşhis koymuştu. Yakın zamana bakarsak, önce cahil bir mollayı putlaştırdılar. Ayaklarının dibine secde ediyorlardı. 15 Temmuz’da putları kırıldı.
Şimdilerde yeni ve farklı putların peşindeler.
“Cemaat, tarikat, zırcahil atmosferi”* denilen mecrada putlar ve putperestler kaynıyor!
***
Geliniz, alttaki resimde yazılan Rusça yazıyı tercüme ederek yazımızı noktalayalım…
“Bir diktatörün, vatandaşlarını kendi tebaası olarak sayması trajedi değil; asıl trajedi, vatandaşların onu kabullenmesidir.”
*: “Cemaat, tarikat, zırcahil atmosferi” sözünün müellifi gazeteci Yılmaz Özdil’dir…
