12 Temmuz 2020 Tarihinde, Ermenistan Azerbaycan’ın Tovuz bölgesindeki Azerbaycan sınır birliklerine top atışlarıyla saldırdı ve derhâl karşılık görünce de mevzii saldırılarını sürdürmeye devam etti. 4-5 gün boyunca Tovuz bölgesinde şiddetli çarpışmalar devam etti. Azerbaycan ilk defa, general rütbesinde bir şehit verdi.
Buraya kadar yaşananları herkes biliyor.
***
Asıl olan, ortada hiçbir sürtüşme veya gerginlik yokken, Ermenistan neden durduk yerde Azerbaycan’a saldırıyor ve hem de Karabağ bölgesi dışındaki bir arazide yapıyor bunu?!
Arazinin stratejik önemi bize bazı ipuçları veriyor: Tovuz bölgesi, Bakü – Ceyhan Petrol Boru Hattı ile Azerbaycan Türkiye Doğal Gaz Boru Hatları (TAP VE TANAP) ve de Bakü – Tiflis – Kars Demiryolu hattının geçiş yeri olan bölgedir. Orada yaranacak bir savaş, Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye’yi tehdit eder ve mezkûr boru hatlarına zarar vereceği gibi ekonomik yıkıma da sebep olur. Bu durum, sadece Ermenistan ile sınırlı kalmaz, Rusya’nın da ekmeğine yağ sürer.
***
Aklı bu işlere eren herkes çok iyi biliyor ki, Karabağ ve etraftaki yedi rayonu işgal altında tutan Ermenistan’ın arkasında duran ve bu işgalin sürdürülmesini sağlayan ülke olan Rusya’nın bilgisi dışında; Ermenilerin bir çatışma başlatması mümkün değildir.
Hâlbuki bu sefer iş biraz daha da ileri gidiyor ve Rusya’nın talimatı ve teşvikiyle Ermenistan stratejik bölgede ağır kara silahlarıyla bir saldırı başlatıyor.
Üstelik Rusya’nın bu işin içinde olduğu, diplomatik çevrelerde de derhâl dikkat çekiyor. Çatışmanın üçüncü günü Rusya dışişleri bakanlığı “taraflara itidal” tavsiye eden cılız bir bildiri yayınlıyor. Bakanlık sözcüsü Mariya Zaharova, sosyal medya hesabından “Bakü’de yangın var” mealinde istihza dolu bir mesaj paylaşıyor. Dışişleri bakanı Sergey Lavrov’un Ermeni asıllı olduğu da kimseye sır değil…
***
Pekiyi…
Varlığını Vladimir Putin’in varlığına bağlayan ve Putin’in hilâfına asla yanlış bir harekette bulunmayan, hatta bulunma ihtimali sıfır olan İlham Aliyev, ne yaptı ki, toprakları işgal altında olmasına rağmen hiç istemediği hâlde, bir savaşla yüz yüze kaldı?!
İşin püf noktası buradadır.
Vladimir Putin, İlham Aliyev üzerinden Türkiye’ye epeyce sesli bir mesaj vermek istedi ve verdi de…
Mesaj, muhatapları tarafından iyi anlaşıldı mı diye soracak olursak: Orası müphem… Belki de iyi anlaşıldı ama dışarıya renk verilmedi, bu da mümkün…
***
Putin, kendi doğal gazını (ABD’nin yaptırımlarına rağmen) Baltık Denizi üzerinden (Nord Stream), ve Finlandiya üzerinden (Nord Stream 2) Avrupa’ya ulaştırmaktadır. TAP ve TANAP projeleriyle Türkiye’ye ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya aktarılan Azerbaycan doğal gazına rakip olarak da TÜRKAKIM 2 projesi devam etmektedir. Rusya, bu projeyle de Doğu ve Güney Avrupa’yı besleyecektir.
***
İşin püf noktası da buradadır. Öyle görünüyor ki Rusya, artık Türkiye’yi stratejik bir ortak olarak görmekten vazgeçiyor ve Tovuz bölgesinden “Dikkatli ol! Senin Şah Deniz’den gelen “şah damarını” keserim. Üstelik kendim de yapmam, küçük taşeronuma yaptırırım” diyor.
***
Yerküreyi baştanbaşa saran PANDEMİ sürecinin, hem dünya çapında hem de bölgesel olarak çok büyük değişikliklere neden olan etkilerine tanık olduk.
Türkiye de çok etkilenen ülkelerden biridir. Turizm başta olmak üzere, uluslararası kara, deniz ve hava taşımacılığındaki gelirlerimizi kaybettik. İthalatımız arttı, ihracatımız düştü. Zaten genel olarak darboğaz yaşayan ekonomimiz çökme raddesine ulaştı.
Hâl böyle iken, dış politikamızda belli ataklar yaptık. Suriye’de bıçak sırtında da olsa belli bir sükûnet tesis edilmişken, Doğu Akdeniz ve Libya üzerindeki diplomatik ve askerî hareketliliğimiz bizi (haklılığımız tartışılmaz olsa da, zamanlama açısından talihsizlik yaşıyoruz) sıkıntıya sokmaktadır ve sokmaya da devam edecektir.
Libya’da Rusya’yı karşımıza almamız bir talihsizliktir. Fransa, Avusturya, Yunanistan ve İtalya gibi bazı Avrupa ülkeleriyle yaşadığımız sıkıntıların, bir müddet sonra Avrupa Birliği ülkelerinin tamamıyla da yaşanacak olma ihtimalini gözardı edemeyiz.
***
Suriye’de şehit edilen 36 askerimizden sonra Rusya ile yaşanan gergin ilişkilerimiz tam olarak normale dönüşmeden Libya’da Rusya ile karşı karşıya geldik ve Suriye’de olduğu gibi Libya’da da SİHA’larımız önemli başarılar elde ettiler. Fakat bir gecede VATİYYE üssünde askeri ekipman ve mühimmatlarımıza hava saldırısı düzenlendi. Bunu Rusya’nın yapmadığını kim garanti edebilir?!
***
Bizim kanaatimiz odur ki, Vladimir Putin, eski dostu Tayyip Erdoğan’ı, yukarıda belirttiğimiz olumsuz şartları da fırsat bilerek, Güney Kafkasya, yani Azerbaycan – Ermenistan ekseni üzerinden kıskaca almak istiyor. Verdiği mesaj da budur…
***
Yoksa İlham Aliyev’e mesaj vermek için bir çatışmaya gerek duymaz. Bir telefon vasıtasıyla gereken TALİMATI verir ve o talimat kayıtsız şartsız yerine getirilir. Zira İlham Aliyev ve iktidarı, kayıtsız şartsız Vladimir Putin’e göbekten bağlıdır.
Ve aslında İlham Aliyev, Tovuz cephesindeki çatışmayı çoktan unuttu, şimdilerde ana muhalefet partisi Azerbaycan Halk Cephesi mensuplarını toplayıp üçer – beşer hapse attırıyor. Onun iktidarı için tehlike gördüğü cephe, Ermenistan cephesi değil; vatanperver insanlardan oluşan Azerbaycan Halk Cephesidir…
***
Ayrıca…
Türkiye’nin doğudan ve batıdan kuşatılarak bir kıskaca alınması, tek adam olan Tayyip Erdoğan’ın yanlış karar ve manevralarla Türkiye’nin geleceğini tehlikeye atma riski de büyük korkumuzdur…