Adına Sigara Denilen Zıkkım

Hazım Koral 30.07.2022 14:34:08
İsviçre'de ikamet ettiğim yıllarda başyazarlığını yaptığım Ebrar Dergisi'nin Genel Yayın Yönetmeni Necdet Buzduğu arkadaşımız benden "alkolizm ve uyuşturucu" üzerine bir dosya/yazı dizisi hazırlamamı rica etmişti. Sevgili dostumu kırmadım, başladım yazmaya. Ama yazarken de üstünkörü değil, sistematik bir şekilde araştırmalarda bulunarak ve yerinde/sahada (Glarus, Zürich vegibi bir takım kantonlardaki denetimli olarak uyuşturucu kullanılan park yerlerinde) araştırmalarda bulunup bağımlılarla röportajlar yapmıştım. Uzatmıyayım, aylarca bu konuda yazılar yazdım. Sonunda da "uyuşturucunun altkolu olan" sigara bağımlılığı ve zararları üzerinde yazılar da yazmıştım. Fakat ne üzücüdür ki, dünyada sigaranın negatif etkileri üzerine o kadar çok şeyler yazılıp söylenmesine ve sigara paketleri üzerinde caydırıcı/tiksindirici yazılar ve resimler koyulmasına rağmen hâlâ insanların ezici çoğunluğu sigara müptelası, sigara bağımlısı...

Bir müddet önce medyadan tanık olduğumuz kadarıyla, İrlanda hükümeti aşamalı olarak iki sene içerisinde sigarayı tamamen yasaklıyormuş. Hatta ülkeye girmesini bile yasaklayacaklarmış.

Bakınız, Hıristiyanlık dininde de sigaranın günah olduğu söylenmektedir. Hıristiyanlık literatüründe şu ifadeler geçmektedir: "Kutsal Kitap, sigara içmekten hiçbir zaman direkt bir şekilde söz etmez. Ancak Kutsal Kitap’ta sigara içmenin kötü bir şey olduğuna ilişkin ilkeler vardır. İlk olarak, Kutsal Kitap bizlere bedenlerimizin hiçbir şeyin tutsağı olmasına izin vermememizi buyurur. 'Bana her şey serbest’ diyorsunuz, ama her şey yararlı değildir. ‘Bana her şey serbest’ diyorsunuz, ama hiçbir şeyin tutsağı olmamalıyım. (1 Korintliler 6:12) Sigara içmenin kuvvetli bir bağımlılık etkisi yaptığı kesindir. Kutsal Kitap aynı bölümün daha sonraki ayetlerinde bize şöyle diyor: 'Bedeninizin, Tanrı'dan aldığınız ve içinizdeki Kutsal Ruh'un tapınağı olduğunu bilmiyor musunuz? Kendinize ait değilsiniz. Bir bedel karşılığı satın alındınız; onun için Tanrı'yı bedeninizde yüceltin.' (1 Korintliler 6:19-20) Sigara içmek sağlık için kuşkusuz zararlıdır. Sigaranın akciğerlerde ve kalpte hasar yaptığı kanıtlanmıştır. Bu nedenle sigara içmenin terk edilmesi ve Tanrı’nın yardımıyla üstesinden gelinmesi gereken bir günah olduğuna gerçekten inanıyoruz."

Evet, Hıristiyanlık dünyasının sigaraya bakışı böyle. Ayrıca Hıristiyanlığın bir mezhebi olan "Yehova Şahitleri" sigara konusunda çok daha tutucu ve katı. Bu mezhepte sigara kesinlikle haramdır. Bu mezhebin kurallarına göre sigara içen kişi kabul edilmez ve vavtiz yapılmaz. Sigara içen kişi tespit edilirse derhâl aforoz edilir, mezhepten çıkarılır.

Sahi bizim dinimizin fetva makamında olanlar bu konuda ne diyor? Eskiden sigaranın insan sağlığına olan zararı bilinmediğinden dolayı, sadece "Müslümanlar o kimseler ki boş ve faydasız şeylerden yüz çevirirler." (Mü'minun: 3) ayetinin gereği olarak bazı alimlerimiz zaman ve para israfına neden olduğu için kullanılmaması gerektiğini söylemişler. Aslında sadece bu ayet muvacehesinde bile "haram" fetvası verilmesi gerekirken hakkında "nass" yok düşüncesiyle "mekruh" demişler. Bir de muhtemelen birçok âlim diye geçinen zevatın bizzat kendileri de bu tütünü kullanıyor olmaları hasebiyle "mekruh" deyip işin içerisinden çıkmışlar. (Karı-koca olarak ömür boyu sigara içen kişiler farkında olmadan çoluk-çocuklarının da rızkından keserek kaç daire parasını çöpe atıyorlar? Allah Teâlâ buyuruyor ki: "İsraf edenler şeytanın kardeşlerimize." (İsra: 27) Ne yazık ki, kebahir günah olan "sigara zıkkımını içme fiîli" hafifletilerek verilen "mekruh" fetvası ile bu devran uzun yıllar böyle devam etmiş. Gel zaman git zaman bilim ve teknolojinin gelişmesiyle sigaranın zararları da teşhis edilmeye başlanmış. Bilim dünyası sigarada 4 bin çeşit kanserojen içerikli kimyasal zehir olduğunu tespit etmiş. Akciğer kanseri vakalarının % 95'inin sigaradan kaynaklandığı tespit edilmiş. Hatta son bilimsel verilere göre sigara insanın genlerine bile etki ediyor ve insanı mutasyona uğratıyormuş. Ayrıca bunun etkisi sigara bağımlısı ailelerin çocuklarına da sirayet ediyormuş. Sigara içen ebeveynin çocuklarında IQ düşüklüğü saptanmış. Sigaranın zararları üzerine bütün bu yeni tespitlerden sonra bilim insanlarımızın  yaptıkları açıklama şöyle: "Sigara zamana yayılmış intihardır." Bu sonuca, yani bilimsel olarak ispatlanmış tespitlere saygısı olan aklı başında hiçbir insan itiraz etmez. Fetva makamındaki âlimlerimize gelince, onlar da bilimsel olarak sigaranın insan sağlığına zararlı olduğu kesinlik kazandığından dolayı "haram" fetvasını vermektedirler. Buna rağmen toplumumuzda gencinden ihtiyarına, erkeğinden bayanına kadar hâlâ yoğun bir şekilde sigara denilen o zıkkımın içildiğine şahit olmaktayız. Avrupa'da yaygın bir darb-ı mesel var, bir kişi içine çeke çeke hoyratça sigara içiyorsa onun için,

"Rauchen wie ein Türke" diyorlar. Yani "Türk gibi sigara içiyor" diyorlar. Bu ne kadar çelişkili bir durum. Acı ama gerçek. Müslüman bireyler için bu durum aslında bir tenakuzdur. Çünkü terminolojik olarak Müslüman kişi, "kayıtsız şartsız ve ön koşulsuz olarak din hükümlerine teslim olan" demektir. Eğer İslâm fıkhı kamusal alanda olduğu gibi bireysel yaşantımızda da bize yön ve şekil vermiyorsa, kısacası İslâm fıkhı insanlara ve devlet mekanizmasına müdahil olmuyorsa din hayatiyetini yitirmiş demektir. Bunu sigara örneğinde çok bariz bir şekilde görmekteyiz. İslâm fıkhı, yaşam biçimini/yaşam tarzını ve devlet aygıtını şekillendiren bir öge olarak hayatiyetini sürdürmesi için (canlı ve aktif bir şekilde) yaptırım gücüne sahip olması gerekir. Atıl değil, yaşayan fıkha ihtiyacımız var. Şehid Ali Şeriati'nin ifadesiyle, "Din dünyada yaşamak için vardır. Din ahirette lazım olmayacak." Müslüman birey dinî kurallara göre bir hayat yaşamak zorundadır. Nass'ın haram dediğini, haram bilecek, helâl dediğini, helâl bilecek ve ona göre yaşamına yön ve şekil verecek. Efendim "Kûr'ân'da bu konuda ayet yok" diyemeyiz. Kûr'ân işin özünü vermektedir. Bunu görmek için az bir basiret, az bir feraset, yani az bir akıl yeterlidir. Rabbimiz, 70 küsur ayette "Akletmez misiniz?", Düşünmez misiniz?", "Aklınızı kullanmaz mısınız?" dedikten sonra "Bile bile kendinizi tehlikeye atmayın." (Bakara: 195) diyor. Tehlike ne demek? İnsan yaşamının kalitesini düşüren, insan sağlığını rizke sokan her şey ve her olgu tehlikedir. Bir Müslüman için günaha bulaşmak en büyük tehlike değil midir? Bir Müslüman için kaliteli, onurlu ve sağlıklı yaşam olmazsa olmazdır. An be an o zıkkımı içmek, an be an o günaha bulaşmak, an be an bedenimize/sağlığımıza zarar vermek Müslümanın şahsiyet ve onuruna yakışmayan bir durum değil midir? Bedenimize dövme yaptırmak neden haram? Çünkü bu beden bizim değil? Bedenimiz Allah Teâlâ'nın bize emanet olarak bahşettiği kutsal bir emanettir. Bu emanete iyi bakmak, bu emaneti korumak ve muhafaza etmek ödevindeyiz. Şia dünyasında yanlış ve bidat bir gelenek var, İmam Hüseyin'in şehadet yıldönümü olan "Aşura" matemlerinde yas adı altında bir takım insanlar zincirlerle veya kama ile bedenlerine vurup kan revan içerisinde  kalıyorlardı. İslâm Devrimi lideri İmâm Humeynî insan bedeninin kutsiyetinden, insan bedeninin muazzez oluşundan yola çıkarak vermiş olduğu fetva ile o bidat uygulamasını yasaklamıştı. İnsan sigara içmekle bedenine eza etmektedir. İmâm Humeynî (r.a) aynı şekilde sigaranın haram olduğuna dair fetva vermişti. Yaşam için sağlık ve dolayısıyla kalite çok önemli. Yani olmazsa olmaz. Osmanlı padişahlarından Kanunu Sultan Süleyman'a isnad edilen çok güzel bir söz var: Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi." (Halkın gözünde devlet (iktidâr) gibi değerli bir şey yok.

Halbuki şu dünyada bir nefes sıhhatin yerini tutacak devlet (güç) yoktur, olamaz.)

Evet, insan için güç/devlet itibar edilen bir nesnedir fakat bir nefeslik sıhhatin yoksa devletin de, gücün de hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Asıl olan rahat nefes aldığınız sağlığınızdır. Bildiğiniz üzere sigara içenlerin en belirgin özelliği nefes darlığı çekmeleridir. Özellikle ufak bir yokuşu çıkarken nefes nefese kalırlar. Çünkü nikotinin en önemli özelliği ciğerlerdeki kan dolaşımına engel olmaktır. Sigara içen kişinin ciğerleri nikotinle dolu olduğu için nefes aldığında oksijen ciğerlerine nüfuz edememektedir. Bu durumda diyafram işlevini gereği gibi yapamamaktadır.

Kısacası dünya genelinde her 6 saniyede bir kişinin hayatını kaybetmesinden sorumlu olan sigara ve zararları ile ilişkili sağlık problemleri başlıca şu şekilde sıralanabilir:

Akciğer kanseri, kalp ve damar hastalıkları, solunum sistemi hastalıkları, testesteron ve östrojende hormonları da bozulma, böbrek hastalıkları, depresyon, Tip 2 diyabet. Elbette sigaranın başlıca zararları bu aktardıklarımız olsa da bunlarla sınırlı değil. Sigara yüzlerce çeşit sağlık sorununa neden olduğu inkâr edilemez bir gerçek. Her şeyden önce sigara yaşam kalitesinin baş düşmanıdır. İslâm ise prensiplerine uyanlara izzet dolu kaliteli bir hayat sunmaktadır. "İzzet ve şeref Allah'ın, resulünün ve mü'minlerindir." (Münafikun: 8)

Sonuç olarak ifade edecek olursak, sigara bağımlılığı, sigara tiryakiliği bahane edilerek, "bırakamıyorum" demek asla mazeret değildir. Zira Yüce Rabbimiz buyuruyor ki: "Size kaldıramayacağınız yükü yüklemem." (Bakara: 286)

Allah Teâlâ'nın buyruğu olan yüce dinimiz terk edemeyeceğimiz bir şeyi bize "terk et" demez. Şu hâlde sigarayı terk etme potansiyeli insanın kendi iradesinde mevcut. "Bırakamıyorum" demek Allah bana kaldıramayacağım yükü yüklemiş" demektir. Hiç kimse kusura bakmasın ama bu tutum kişiyi şirke kadar götürür. Dost acı söylermiş.

Bakınız Rabbimiz ne buyuruyor:

"Bir kötülük veya kendilerine zulmetme mânasında bir günah işlediklerinde hemen Allah'ı anar ve günahlarına tövbe ederler, yaptıklarında ısrar etmezler." (Al-i İmrân: 135)

Ayette geçen "yaptıklarında ısrar etmezler" sözü ısrarla sigara içmeye devam edenlere mefhumu muhalifinden bir uyarı değil midir?

"Müslümanlar o kimseler ki sözü dinlerler ve doğrusuna uyarlar." (Zümer: 18)

Şu zıkkımdan "Artık vazgeçtiniz değil mi?" (Maide: 91)

Yazarın Diğer Yazıları