Rahmet-Zulmet İkilemi Arasında Sıkışanlar

Ali Can 1.07.2024 21:17:16

Dağıtım ve bölüşümü rahman ve rahim olan hiçbir kulundan rahmetini esirgemeyen O'na inanmayana bile rahmetini bir nebze eksik etmeyen mevcudatın ve mülkün gerçek sahibi yüce Allah'tan alıp insanlara verdiğimiz gün hem kendi cinslerine hem de diğer tüm varlıklara her günü bir zülüm olan hayat var ettik.

    Hangi yaşam biçimi ve yönetim şekli olursa olsun Hayatın genel kurallarını Rahman'ın rıza ve iradesine uygun olmayan her sistem zülüm barındırır. Yaşamımızın pratikleri de bunun şahitleridir.

   Hayvanlara bile reva görülmeyecek aşağıdaki resim maalesef kendi cinsimizden ismi beşer olan ve hayvanlardan da aşağılık varlıklar ürettik.
  Bizler Rahman'ın hakimiyetine göklerde değil yeryüzüne hakim kılmadığımız sürece bu resimler her zaman var olacaktır.

   İşte bu yüzden günümüz dünyası Peygamberlerin gerçek misyonuna bugün daha fazla muhtaçtır. 

    Tarih boyunca tüm Peygamberlerin Asıl Misyonu Mülkün gerçek ve mutlak sahibinin Allah olduğunu beşeriyete hatırlatmak ve hayatta Sosyal adaleti tesis etmek olmuştur.

   İşte bu yüzde o yüce Resul(sav) " Komşusu aç iken yatan bizden değildir" demiştir. Hayatın esası acı çeken birine bigane kalmamakla güzeldir, Allah’ın rahmeti herkese yetiyorsa neden insan bu rahmetin nekes ve cimriliğine yönelsin.

    İşte bu yüzden çağdaş insan ve insanlık "Ya rabbi yanı başımda aç insan varsa sen ben doyurma “diyen o yüce Ruhlu insan Ali (as ) ihtiyacımız var
   İşte bu yüzden Yüce Ruhlu Ali (a.s)" Bir köyde biri açlıktan ölmüşse haberi olan köylünün tümü bu ölümden sorumludur" demiştir. 

   Büyük Arif Hallac-ı Mansur'(r.a)yi dinleyelim,

"Tevekkül; Bir şehirde yemek yemeye senden daha müstahak olan birisinin bulunduğunu bildiğin zaman yemek yememendir..!"

    Ortaçağ karanlığında Siyah ile beyazı, Aç ile Tok'u, Zengin ile fakiri, İşçi ile patronu, Ayak takımı ile elitleri, Üst yapı ile alt yapıyı, Tüm ırk ve sınıfları aynı safta hizaya sokup Eşitliği ibadetten başlatan bir devrimci sistem tabii ki, Rahmet barındırır. Ebu cehillerin gururu tabii ki, siyahi Bilal ile aynı safta durmaya müsaade etmedi, bugün de etmiyorlar.

   "En kötü yemek sofrası zenginin davet edildiği, Fakirin davet edilmediği sofradır “Diyen bir devrimciye insanlık bugün daha muhtaçtır.
   19.YY da Emeğin mücadelesi kurumsallaştı ve sonuçta 50 yıllık bir süreçte bir ekmek iki zeytinle ayakta durmayı başaran emekçilerin diktatoryası daha fazla açlığa dayanamadan çöktü.

   Geldiğimiz noktada Ortaçağda yankılanan bu seslere 21.yy kadar Fakir,miskin,yoksul ve garipler hasret kaldı taki 1979 da Selman’ın yurdundan yankılanan ve bu sınıfların yüreğine su serpen onlara umut ve ümit vaad eden Ruhullah Humeyni(ra) denen peygamber evladı bir Pir’i fani “Ey yalın ayaklılar birleşin ve sömürgecilerin ağzında diş bırakmayın.” İfadesi üst perdeden yankılanırken üniversite anfilerinden yankılanan “Bir yerde birileri çalıştığı halde aç kalıyorsa ve diğerinin çalışmadığı halde tok yaşıyorsa bu eve itiraz ederiz. “diyen İmam ve öğretmenin sesleri Mazlum ve mahrumların gönlü ile bütünleşerek tüm dünyayı sarsan Şok bir dalga haline dönüşerek hâkimiyette nevşu nema buldu.

   Ta ki; dünyanın çalışmadan yiyen kenzolarının bu coğrafyada seslendirilen itirazları boğmak üzere ekonomik ve askeri ablukaya alarak susturma çabaları devam ederken bu Pir’i  faniden “Kimse bizi açlıkla korkutmasın biz Ramazanın çocuklarıyız.” İfadeleri tok olanların çabalarını kilitledi. 

   Sosyolojik bir vakıa olarak “Kıtlık zamanlarında insanları açlık öldürmez alıştığı tokluk öldürür” diyen İbn-i Haldun’un tezi Aç’lardan ziyade tokları panikletmiş. Mahrumlar mazlumlar umutlarını korumaya devam ededursun,

    Geldiğimiz noktada dünya gerçeklerine bakalım, Dünyada 26 kişinin yağmadan elde ettikleri servetleri yeryüzündeki tüm insanların yarısının geliri kadar.
   2 Triliyon 200 milyar derin serveti 2018 yılında 900 milyar dolar daha arttı.

Yani günde 2,5 milyar dolar yağmaladılar.

   Bu yağmacı kesimin geliri %12,5 daha arttı. yağmalanan 3.8 milyar kesimin geliri %11 düştü.

    Bunlar gelirlerinin 40 ta birini dağıtsalar , ki Bir trilyon dolardan fazla ediyor. Ye yüzünde nasıl bir ıslahın gerçekleşeceğini tahmin edebiliriz.
   Raporu hazırlayan Oxfam yardım kuruluşu farkında olmadan ZEKAT müessesinin var olmasını ortaya koyuyor. 

   Şöyle ki, raporda bu zenginlerin servetlerinden %1 vergi alınması durumunda 262 milyon çocuk eğitilir, 3.3 milyon kişinin sağlık açısından ölümü engellenebilir diyor.!

    Dünya  Nüfus konferansına göre dünyada1 milyar insan günde 1 dolarla yaşamaya çalışıyor,800 Milyon kişi okuma yazma bilmiyor, Dünya Nüfusunun %40 nı oluşturan 88 az gelişmiş ülkelerde süreli su sıkıntısı çekiliyor ve 1,9 milyar insan sağlığa uygun içme ve kullanma suyundan mahrumdur.

   Tıp alanında gıda ve teknolojik gelişmelere rağmen tarım alanındaki uygunluğa rağmen yetersiz beslenme ve tedavi edilebilir sıradan hastalıklardan her yıl 13 milyon bebek henüz bir yaşına gelmeden ölüyor, Dünya sağlık Örgütüne göre 1995 yılında veremden 3 milyon insan ölmüş, ve bugün 1 milyar 900 milyon kişi verem hastalığı ile karşı karşıya 340 milyon depresyon ve 45 milyon şizofren hastası olduğunu açıklamış, İntiharların da bu hastalıklardan kaynaklandığını bildirmiş, kadınlarda depresyon %30 erkeklerde ise %12,6 oranında görülüyor,

    Dünya sağlık örgütü verilerine göre her gün 1000 kişi intihar eylemi sonucu yaşamını yitiriyor, her yıl 500 bin kişi intiharı seçerken her yıl intihar girişimi sayısı 5 milyon civarındadır.

    Halen dünyada geri kalmış ülkelerde 40-50 milyon Epilepsi(sara) hastası var ve her yıl bu konvoya 2 milyon insan katılıyor, Bu hastalığın %50si çocukluk ve ergenlik döneminde yaşanıyor.

    Yeryüzündeki tarım alanları şu an dünya nüfusunun 3 katını besleyecek kadar rahmet mevcut iken bu tablonun esas müsebbipleri olan madrabazlar utanmadan Kilise, Sinagog ve Camii dehlizlerinde bir kaç kemik sıkıştırarak, Yapılan ince pazarlıklar sonucu yaşanan açlık ve sefalet ile kendi tokluklarını Mele-i Mütrefinler eliyle nikahlayıp çiftleştirerek gayrı meşruluklarının Kimileri Kara, Kimileri için de Ak Kader kılıflarını da ürettiler.

  Dünyada İnsanlığın tümüne yetecek kadar zenginlik varken küçük bir azınlığın 500 büyük şirketinin çıkarı milyonlarca insanı işsizliğe ve açlığa itiyor.
   1900 lü yıllarda gelişmiş ülkelerle az gelişmiş ülkeler arasındaki fark 8 kat iken 21. Yy da bu fark 40 katına çıkmıştır.
   Dünya nüfusunun %20si dünya gelirinin %85 ne el koyarken en yoksul %20 nin payı sadece %1,4 ve dünya nüfusunun sadece %7 sine tekabül ediyor.
   "Veyl olsun, kaşıyla gözüyle, mimikleri ve sözleri ile insanları alçaltan, küçümseyen ve aşağılayanlara ki malı parayı  toplar bir araya getirip sayar durur malın paranın Kendini sonsuz yaşatacak sanır"
(Hümeze süresi/ 1-3)

    Beşeriyet bu günlere nasıl gelindiğini, Emperyalizm denen sömürü çarkına reel sorgular çekerek bu sorguların vahim olan sonuçlarını büyük halk kitlelerinin Fiili itirazlarına sunmadıkları sürece ıstıraplarımız katlanarak devam edecektir.

    Üstekiler mi insan yoksa alttakiler mi? Yemeye devam edin ey zalımlar; Bu mazlumların ahı size yeter.

   Peygamber(sav) dinleyelim.
   “Öyle bir zaman gelecek ki; İnsanların bütün kaygısı Midesi olacak, ve Şerefi Mal, Kıblesi Kadın, Din’i dirhem olacak.”

   Yüce Allah ayeti kerimede "Allah'ın mazlumun hakkını zalimden alacağı gün zalimin mazluma yaptığı zulmünden daha çetin olacaktır. “Allah’ın vaadinden şüphemiz yoktur. Sıkıntı bu manzarayı seyreden bizde değil mi ? Mazlumların uyanışına önayak ile vesile olanlara selam olsun.
  Kendi Nefsine değil Allah'a Kul olanlara selam olsun.

   Yemende, Afrika’da bu gariplere reva görülen açlık, Abluka, Muhasara, En son Amerika silahları ile ve Siyonistlerin hile ve desiseleri eşliğinde 17 körfez ülkesinin rezil çabaları Suudi vehabilerinin imkân ve kabiliyeti bu garipler için el öpmeye öptürmeye yetmedi yetmeyecektir.

    Çükü bunlar Fakir garip, Mahrum ve mazlumiyeti Hüseyni bir gelenekten öğrenmişler, Hüseyin(as)  mübarek Başı, Şam’da, Naaşı kerbelada olmasına rağmen zulme boyun eğmedi. İşte bu idrak ve şuurla bugün Filistin ve Yemen Müslümanları Şeref ve haysiyetin, Onur ve izzetin Sancağını kaldırarak her türlü mahrumiyete rağmen bu izzete talip olmanın ve kavuşmanın haleti ruhiyesi ABD. Suud ve Siyonist savaş makinalarını yenmeye yetmiştir ve yetecektir.

   Pratiklerin de resimleri bunun şahitleridir. Allah yar ve yardımcıları olsun, Bu izzetli cihat arenasındaki tüm yiğitlere de selam olsun.!

Yazarın Diğer Yazıları