- Yazarlar
- Ali Can
-
Peygamber'le Buluşmak..!
Peygamber'le Buluşmak..!
(Amacın hasıl olması için uzun oldu, zahmet edip istifade eden arkadaşlar için duacıyız, Dualarını da bekleriz.)
“Putperestlik, heykele tapmak değildir; yakuttan, hurmadan, tahtadan yapılan bir heykele ibadet etmek değildir. Putperestlik, sosyal durumu tanrılar ve din aracılığıyla meşrulaştırmaktan ibarettir.
İbrahim, putları kırmak ve putperestliğe karşı ayaklanmakla sadece Mezopotamya’nın güneyindeki Ur şehri halkını, Babillileri kurtarmadı.
Bu yüce ve görkemli hikâyeyi, böyle bir düşünceyi ne kadar da küçültüyorlar! İbrahim, insanlık tarihinde meydana getirilen o büyük yalanın, bir grup tarafından kurulan o zulüm sisteminin karşısına dikildi.
İbrahim, işkencelere, eziyetlere, mahrumiyetlere, onların tesis ettiği kan dökme, zorbalık ve haydutluk tarihine karşı mücadeleyi başlattı.
İbrahim, bu statükoya, bu durumu tanrılar ve din adına sürdürmek ve insanlığı onun doğallığına ve kutsallığına inandırmak isteyen sisteme karşı ayaklandı. İbrahim, bu başkaldırısıyla insanlığın bu büyük yalana kanmasına fırsat vermedi.
“İbrahim(as) Peygamberliğinin daha başında teker teker tüm putları kırarak, köktenci bir misyonun başlangıcında bulunmuştur, En Büyük putu kırdıktan sonra baltasını diğer putun boynuna asarak çok tanrılı misyonunu yok etmiştir.”(Dr.Ali Şeriati ra)
Aristo’dan daha çabuk davrandı. Bugün 19. ve 20. yüzyılda bile hâlâ Fransa’da ve İngiltere’de Aristo’nun: “Bir grup aşağı ırk, bir grup da üstün ırktır; insanlar böyle yaratılırlar.” sözüne inanan filozoflar vardır.
İbrahim, bu felsefî yalana karşı çıkan dâhilerden binlerce yıl önce sahte dindarların bu kurnazca ve tehlikeli yalanına karşı çıktı.
İbrahim, toplumda zulüm ve ayrımcılık vasıtası yapılan ve bireylerin değişik haklara sahip olabileceğini gösteren dini yıktı ve Tevhidi Adalet ve eşitliği ayağa kaldırdı.
Tevhit, herkesin bir tane Tanrı’sının olması, yani herkesin sadece insan olması demektir.!”(Şehit Dr.Ali Şeriati ra)(İbrahim'le Buluşma)
Bizler de İbrahim'i(as) olmak istiyorsak bizim dışımızdaki hiçbir insandan üstünlüğümüz yoktur "Üstünlük takvadadır" ilahi hitabını, Herkes kafasını ellerinin arasına alsın, Öbür tarafın mizanından önce ve derin bir tefekkür ile rahmani bir vicdanla kendini burada tartması belki de gelecek nedametine çare olacaktır.
İşte bu rahmani vicdan terazisinden sağlıklı çıkabilecek miyiz ? Ve terazinin kefelerini ne kadar özgür bırakabildik,? tam da önemli olan an bu hassas andır.!
Biz Tevhit ve Takvanın bile İlmel yakin bilgisine kısmen sahip olmadan, sadece telafuzi bir kavram olarak hafızamızın ön belleğinde yer vererek kendi kendimizi tatmin edecek kadar samimi miyiz ? Yoksa, tüm metabolizmayı kapsayan Ruhi birliktelikle beraber, İdrakte netleşen, Kalplere sirayet eden, ‘TAKVA-TEVEKKÜL' hissiyatımıza ve pratiklerimize ne kadar hakimdir.? İşte bu türden bir ölçümün sarrafı olabilmek kendimizi yargılamak, Sorgulamak gerekmez mi?
Bu aritmetikten geçmeden İbrahim’iyim demek kolay..
Evlatlarını katledip bu zulmün üzerine saraylar dikip Muhammediyim demek en kolay hale gelmiş,
21.yy.da Ali(as)ve evlatlarının yaşadıklarından bi Haber, Tarihteki Şam Kültürü ile yoğurulmuş, Saltanat ve hünkârların rehavetine karışmış ve İnsan olmadan önceki kokuşmuş; Ruh ‘tan yoksun toprağı, Bize de halife diye pazarladılar, İbrahim’in yıktığı zulüm saraylarının tarihini bize ümmetin ittifakı ittihadı ve maslahatı diye altın tepsilerde sundular.
Gerçek şu ki İbrahim’in baltasına sahip olmadan önce İbrahim'in soyundan gelen Muhammed(sav) ve Soyu Fatıma ve Ali üzerinden devam eden bir peygamberin genetiklerine ihanet eden başka bir ümmet örneği var mı? Önce buna bakmak lazım.!
Bizler inişteyiz, İnişin samimi bir yolcusu olamıyoruz ki, çıkışta aynı güzergahta İbrahim’e bakacak yüzümüz olsun.
İşte bu Aymazlık, ahmak ve idraksizliktir ki şüphesiz okuduğumuz Allah kelamı bize nasıl ?Rahmet ve şifa bahşetsin..!
Şüphesiz İnsanları peşinden sürükleyen her Peygamber, Lider, Şef, Şeyh, Pir, Dedo, Ahund, Alim, Allame ,Sultan kral Başkan, Serdar ve serverler takipçileri ile beraber Şahit ve hakimi aynı olan hak mizanında hesaplaşacakları şüphe götürmez İlahi bir vaat ve gerçektir.!
Şüphesiz önderler tebaası ile beraber haşr olacak işte o gün kimin Hazret ehli, kimin de hasret ehli ,Kimin Abit, kimin Asi, Kimin Salih, kimin Şaki olacağı.! bihakkın tahakkuk edecektir..!
İşte o gün Sonsuz kuvvet ve kudret sahibi Allah'ın ‘KÜN’(OL) Emri ile toprak olun dediği hayvanların bu haline bakıp zerrenin bile tartıldığı ortamda ağır ceza ve cürümlerini Hakkel yakin gören bir kısım hasret ehli insanlar keşke biz de toprak olsaydık demeleri beyhude bir nedametleri olacaktır..!
Peygamber'le Buluşmak..! - 1 OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ