Sanayi, endüstri, Makine, mekanizma, Aşırı tüketim kültürü yalnız tabiatı ve çevreyi kirletmekle kalmamış insanları da olabildiğince kirletince sonuç İnsan için sosyalitenin ölümü ve tabiatın büyüleyici ve sadık sesine kulak vermek.
Çünkü tabiat sadakatini hep korudu, vefalı varlıklar insana enerji sükûnet ve selameti esirgemeyen ve mihnet değil, sadakatini bahş eder.
Tabiatın hal dili ise, Sen benimle güzelsin, ben seninle güzelim.
Şu canlılara işlenen estetik sanat mutlak bir iradenin tezahürüdür,
Her canlı ayrı bir güzellik kategorisinde yaratılmış, ve ressam alet kullanmadan yapmış, Fikir yürümeden irade etmiştir,
Yarattıklarını tümünü sebepler zincirinde Alete ve fikre muhtaç etmiştir ki, varlıkların acziyeti ortaya çıksın
Mutlak kudreti ve sebeplere muhtaç olmayan iradeyi idrak edip, Bu kudretin sınırsız ve sonsuz bir iradenin eseri olduğunu akıl ile kabul edip, İman ile aklı korumayı garanti altına almıştır.
Bazen bir sürüngen, Bazen bir Kuş, Sinek, İnek, Arı, deve, Ağaç, Taş vs. Tüm Yaratıklar üzerindeki sanatı tefekkür etmemizi istemiş ve kudretini bila istisna her varlıkta göstermiştir İnsan dışında tüm varlıkların yaşamı hareket yasalarında değişmez bir kaderle çok ince çizgilerle irade edilmiş,
Geldiğimiz bilgi çağının son halkasına ilahi kudretin eşya üzerindeki kudretin den bildiklerimiz bir alfabenin (a) harfi nispetindedir, bilinmeyen meçhuller alfabenin diğer harfleridir, Gerisi cümle ve anlamıdır ki biz henüz bundan çok çok uzaktayız, heyhat ki bildiklerinin kibrini yaşayanlar mutlak ilim ve mutlak kudret deryasından çok uzaktayız, bu mesafeyi hesaplamaktan aciz olanların acziyeti ve kibri ise onlara olmazsa olmaz ölçüleri inkar ettiriyor.
İnsan yetenekleri sınırlıdır ve her zaman sebeplere muhtaçtır, sınırlı olan sınırsızlığı Kabına nasıl sığdıracak, Ancak mantık ilmini devre dışı bırakarak...
Bu türden bir cehalet ise O'na rolünü kaybettirir ve eşyanın hakimi değil mahkumu olur. Bu türden bir gaflet, Cehalet ve delalet, O'nun için bu mahkûmiyet dünya ve ahiretin harabiyeti olarak büyük bir enkaza dönüşür ve enkazın altında yok olur.
"Allah'sız bir dünya hayal edenler, Bu enkazın altında kalmaya mahkumdur."(Aliya İzzetbegoviç ra)
Zaman tünelinde tüm varlıklar sebepler zincirindeki Rahman sıfatı ile bağlıdır, mutlak özgürlük ise zaman tünelindeki mekanlardan çıkış ile mümkündür. Bu tür özgürlük ise bizi köleliğin prangalardan kurtarıp letafet diyarlarındaki rahim sıfatının tahakkuk etmesiyle mümkündür.
"Ey aziz! Bil ki biz tabiat aleminin bu kalın perdeleri altında kaldığımız tüm vaktimizi dünya ve lezzetlerini onarmaya harcadığımız ve Hak Teâlâ'dan, zikrinden ve fikrinden gafil olduğumuz müddetçe bütün ibadetlerimiz, zikirlerimiz ve kıraatlerimiz hakikatten yoksundur." (İmam Humeyni ra)
" Günün adamı olmaya çalışma, hakikatin adamı olmaya çalış. Çünkü gün değişir, ama hakikat değişmez." (Mevlana ra)
Varlık, fena ve beka arasında vardır, Bekayı idrak etmek ise varlığı ebedi kılar,ve Hakikatler deryasında Baki olarak var olması mümkündür, aksi ise fena çöplüğünde yok oluştur...Vesselam