Giyim kuşamın önemli bir iletişim aracı olduğu kabul ediliyor. Nitekim Kapitalist Sistem bu alanı da boş bırakmamış, birçok üniversitede moda iletişimi ve psikolojisi dersleri okutuluyor.Keten, pamuk, ipek, yün gibi doğal iplikler, doğayla ilişki kurmamıza aracı olurlar.
Elbiselerini kendilerinin en önemli kısmı yapanlar, elbiselerinden daha değerli olamazlar.
“ Peygamberimiz (sav.) Ruh’u kabz olunduğu zaman kendileri, yamalı bir elbise ve kalınca bir gömlek içinde bulunuyordu.” Hz. Ali(as)
Beden hatlarını belli eden şeylerle vücuduna güvenen biri imajı verebiliriz.
Ama giydiklerimiz kışkırtıcıysa, bu stil aleyhimize de dönebilir.
Özellikle iş ortamında, bu tarz giyinen kişiler giyinmeyenlere kıyasla daha az zeki ve daha az becerikli olarak algılanır.
Aynı şey moda kurbanları için de geçerli. Sürekli trendy şeyler satın almak, kolay etki altında kaldığınızı, pazarlamacılar ve medya tarafından manipüle edilebildiğinizi gösterir.
Giyimle ilgili bir diğer hata da, kişisel stil geliştirmekle uğraşmamaktır.
“Bir kültürde muhteva çözülüp şekil halini alırsa, Bu durumda kesinlikle o kültürün çöküşüne ve yok oluşuna şahit oluyoruz demektir.”(İzzetbegoiç ra)
Bir kıyafeti giydiğinizde gülümsüyorsanız, sizin için en iyi parçayı bulmuşsunuz demektir.
Makam ve Mevkiler Elbise gibidir, Kimine dar gelir ,"Öldürür" Kimine de bol gelir, Güldürür"..!(Mevlana ra)
"Nice insan gördüm üstünde elbise yoktu, Nice elbise gördüm içinde insan yoktu."(Mevlana ra)
Bu Elbiselerin bugünkü müşterilerinin Cepleri değil Ruhlarının ne kadar küçüldüğünün ve ne kadar acınacak halde olduklarının fotoğrafıdır, Parayla saadet olmadığının fotoğrafıdır.
Aslında elbiseler yırtık, pırtık değil yırtılan ruhlardır.
“Dış görünümünüze önem vermek kalbinizde ve ruhunuzda başlamalı. Güzellik ürünleri tek başlarına yardımcı olamazlar.”(Coco Shanel)
“Kabuk kalın olursa iç küçülür ve zayıflar, İç kemale geldi güzelleşti büyüyüp olgunlaştı mı kabul incelir.”(Mevlana ra)
Önce ruhları Temiz ve doğru elbiselerle giydirmezseniz şekillerde bu akıbet kaçınılmazdır. Çünkü kabuklar içerde olanla uyumludur.
Aynı şekilde Ruh'u doğru kültürel gıdalarla beslemezseniz bu fotoğrafların her zaman birileri için cazibesinin olacağı muhakkaktır..
İşte Ruhlardaki yanlış beslenme insanların şeklini ne kadar fakirleştiriyor, ve aynı zamanda iki yüzlü bir yaratık yapıyor.
Bakın şükretmemenin cezası olarak beşer varlık içinde nasılda yokluğa müptela olmuş.
Acıma duygusunu kaybedenler için bir gün işte böyle acınacak haldeki görüntüleri de garip olmayacaktır.
Hasta yatağında babasının altından pisliğini almayanlar bu Kıyafetlerin çağdaş beyefendileri kıyafetleriyle evde beslediği kaniş köpeklerinin pisliğiyle meşguldür.
Tamamen pisliğe mahkum olmuş bu nesilden ne beklenir ki.?
Nitekim Yüce Allah’ın kadim vaadi “Biz aklını kullanmayanları pisliğe mahkum ederiz.” Beyanı çağdaşları bağlamıyor, Çünkü akıldan ziyade duygular baskın ve hayata hakimdirler.
Bu elbiselerin sahipleri Ruhsal olarak hastadırlar, Hastalığın sebebi de, Empati noksanlığı, Üstünlük duygusu, kendini özel zannetme, beğenilme ihtiyacı, hayranlık beklentisi olarak izah edilebilir.
"Ey gönül devr-i âlemde çektiğin dava nedir,?
Seni böyle derde salan bu nefs û hevâ nedir,?
Bir gün olur güneş batar gül solar bülbül gider.!
Bu meşakkat bahçesinden aldığın meyva nedir".?
Aç gözünü gafletten uyan gördüğün rüya nedir.?
(Aşık Sümmani)
Bakın Şair ne güzel ifade etmiş;
“İflah olmaz bir sökük yüzünden iğne deliğinden ip olup geçtik, İnsanların hatırı yüzünden şeytanla oturup çay bile içtik.”
"Sadece Bedenleri, Şekilleri, Görüntüleri sevenlere Ne yazık,! Ölüm her şeyi yok edecek, Ruhları sevmeyi deneyin.(Viktor Hugo)
Bir baba kudretinden aşağı derecede, çocukları kudreti nispetinde, kadını da kudretinin fevkinde giyinmelidir.
Sadece çok akıllı insanlar sade bir stile sahip olmayı becerirler, Zarafetin yolu gözden geçse de son durağı akıldır.
Züppelik ile zarafeti asla karıştırmamak lazım, Giydiğiyle aynanın karşısında sırıtanlar kendi kendileri ile alay ediyorlardır.
"Kabuğu kırılan sedef üzüntü vermesin sana, İçinde İnci var, Eğer baş muhabbet ile dolmamışsa o baş kuyruktan geridedir..!(Mevlana ra)
Midesi dolu, Kafası boş olandan hikaye, Midesi boş Kafası Dolu olandan ise hayatı öğrenirsin..!
“Boş Bir kafa şeytanın çalışa odasıdır.”(Platon)
“En Kötü kombinasyon dolu bir mide boş bir kafadır.”(Aliya İzzetbegoviç ra)
Rivayet edilir ki bir gün birkaç adam Boynu kalın ve göbekleri fazladan ileri çıkmış insan geldi ve imam Ali (as) sordu kimsiniz? Onlar biz senin Şialarınız deyince imam hem içlerini hem de dış kabuklarına bakarak yürüyün gidin benim hiçbir alametim sizde yok diyerek yol verdi.. Mevlana ne diyor “Dostsa ver canını gitsin, değilse bekletme yol ver gitsin”
Nitekim Filozoflar ve ahlak bilimciler “Hayvanlar aç olduğunda, İnsanlar tok olduğunda tehlikeli olurlar” demişlerse işin bir hakikati de vardır.
Akıl sahipleri için İbretlik bir tablo...!
Vesselam.