İran İslam Cumhuriyeti'nin büyük kurucusu İmam Humeyni'nin (ra) İngiliz romancı Salman Rüşdi için 1989 yılında verdiği fetvanın 33'nci yıl dönümünde, bu fitne unsuru satılık kalem saldırıya uğradı… “Selman Rüşdü bu saatten sonra artık tövbe de etse; devrin en zahid adamına da dönüşse; mallarını ve canlarını ortaya koyup bütün imkânlarıyla onu cehenneme göndermek bütün Müslümanlara farz olmuştur.” Sahife-i İmam Humeyni, s 268
*
İslam İnkılabı lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamenei: İmam Humeyni, Sevgili Peygamber Efendimize ve eşlerine iftiralar atan Şeytanın Ayetleri kitabının yazarı Selman Rüştü’nün ölümü fetvasını vermekle; küfre bir kurşun sıktı
*
Hint asıllı İngiliz romancı Salman Rüşdi’nin 1989 yılnda yayınlanan “Şeytan Ayetleri” adlı kitabı Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudilerin tepkisiyle karşılaştı. Pakistan, Kanada, Mısır ve Hindistan’da Müslümanlar Rüşdi’ye ve kitabına karşı protesto ederek, bu kitabı yayan bazı kitapçıları ateşe verdiler.
Dünyanın birçok ülkesinde aleyhinde yapılan kitlesel gösteriler Şubat 1989 gündemini oluşturmuştur.
İran İslam Cumhuriyeti'nin büyük kurucusu İmam Humeyni’nin (r.a) 1989 yılnda "Şeytan Ayetleri" adlı kitabın yazarı Salman Rüşdi hakkında ölüm fetvası yayımlamasından 32 yıl geçiyor.
İmam Humeyni’nin fetvası, bu eğilimi etkisiz hale getirirken, İslami devletlerin ve diğer ilahi dinlerin takipçilerinin Siyonist Rejim ve sulta düzeninin Monoteizm’e karşı propagandasına karşı uyanık olmasını sağlamıştır.
İmam Humeyni (ra) verdiği tarihi fetva ile İslam karşıtı projelerin tehlikeli boyutlarını açıklığa kavuşturarak, İslami değerleri savunurken İslam dinine ve Büyük Peygamberimiz Hz. Muhammed’e (sav) yönelik her türlü hakarete karşı kararlı olduğunu göstermiştir.
Bu olaydan hemen hemen otuz üç yıl sonra rahmetli İmam Humeyni’nin derin anlayışlı ve tedbirli olduğu ispatlanmıştır. İmam Humeyni Şeytani Ayetler kitabı sorunuyla sadece o dönemin Salman Rüşdi'yi değil, ileride Müslümanların inançlarını hedef alacak başka Rüşdi'lerin de ortaya çıkacağını sezmiştir.
İran’daki El-Mustafa (s.a.v) Üniversitesi öğretim üyesi Hüccetül-İslam Halid Gafuri, rahmetli İmam Humeyi’nin tarihi kararını değerlendirdi.
Hüccetül-İslam Gafuri, “İmam Humeyni, söz konusu fetvayı hiçbir zaman göz ardı etmedi ve onu vefatına kadar değiştirmemiştir.” dedi. fetvanın yerine getirilmesi Müslümanların bizzat gidip Rüşdi'yi katletmesi anlamına gelmez. Müslümanlar en azından onun çirkin eylemini bazı faaliyetlerle kınayabilirler. Günümüzde Kur'an-ı Kerim ve Peygamber Efendimize (asv) yapılan hakaretlerin sebebi fetvanın göz ardı edilmesidir. Salman Rüşdi yaptıklarından asla pişman olmadı ve tövbe bile etmedi, bu yüzden çıkarılan fetva hala geçerlidir."
*
SELMAN RÜŞDÜ KİMDİR?
Salman Rüşdi, Urduca ve İngilizce konuşan Müslüman bir ailenin oğlu olarak 1947'de Bombay'da doğdu. 1961'de lise eğitimi için İngiltere'ye gönderilen Rüşdi'nin ailesi, 1964'te diğer Müslümanlarla birlikte zorunlu olarak Pakistan'a göç etti ve Karaçi'ye yerleşti.
1989'da yayınlanan şeytan Ayetleri kitabında, İslam peygamberi Hz. Muhammed'e (s.a.a) ithamda bulunduğu gerekçesiyle İslam dünyasından büyük tepkiler almıştı. Güney Afrika, Pakistan, Suudi Arabistan, Mısır, Somali, Bangladeş, Sudan, Malezya, Endonezya ve Katar'da kitabın yayınlanması yasaklandı.
14 şubat 1989'da İran lideri Ayetullah Ruhullah Humeyni verdiği fetva ile Rüşdi'nin ölüm emrini sadır etmişti. Dünyanın birçok ülkesinde aleyhinde yapılan kitlesel gösteriler şubat 1989 gündemini oluşturmuştur.
Bunun takip eden yıllarda da çeşitli ülkelerde kitabın çevirmen ve yayıncı kuruluşlara yönelik saldırılar olmuştur.
1998'de İran ve İngiltere arasındaki ilişkilerinin düzeltilmesi aşamasında Salman Rüşdi hakkında verilen ölüm cezası kararından vazgeçilmesi talebine cevap olarak İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney 2005'te fetvayı sadece veren kişinin kaldıracağını, ancak bu kişinin yani Humeyni'nin 1989'da öldüğünü ifade etmişti.
*
İNGİLİZ KRALİÇESİ ONU ÖZEL KORUMASI ALTINDAYDI
ngiltere Kraliçesi, İslam dinine mensup bir milyar Müslüman'a hakaret edilen "şeytan Ayetleri" kitabının yazarı Salman Rüştü'ye "şövalye" unvanı vermişti. İngiltere Kraliçesi, İngiltere'de devlet ve hükümet başkanlarını birlik sembolüdür ve parlamentoyu fesh etmek, parlamentoyu askıya almak, askeri ve aristokratik unvanlar vermek en önemli görevleri arasındadır. İngiliz Krallığına farklı alanlarda hizmet eden sanatçılara, diplomatlara, gazetecilere verilen "sir" unvanı Kraliçe'nin doğum gününde verilir ve İngiltere'de "sir" unvanı alan kişi aristokratik olarak yüksek dereceye ve toplumsal olarak "üst sınıfa" yükseliyor. İngiliz emperyalizminin koruması altında "utanç verici" yaşamını sürdürmekte olan Hint asıllı Salman Rüşdi, "sir" unvanını aldıktan sonra İngiliz kraliyet ailesine teşekkür etmiş ve bundan dolayı büyük bir onur duyduğunu ifade etmişti.
Pakistan Din İşler Bakanı İcazü'l Hak, Parlamento oturumda, "Bu gibi adımların terörün temelini oluşturduğunu" söylemişti.
Pakistan parlamentosu, İngiltere'nin Salman Rüşdi'ye 'şövalyelik' unvanı vermesini oybirliğiyle kınamış ve yazara bu nişanın sunulmasından vazgeçilmesini istemişti.
*
Türkiye’de de fitne kaynağı oldu
Bu mürted yazarın şeytani kitabı Aziz Nesin adlı ateist yazar tarafından Türkçeye çevrilip basılmış, bu da Türkiye’nin Müslüman halkını öfkelendirmiş ve halkın geniş protestolarına yol açmıştı. Bunu fırsat bilen provakatörler, Sıvas madımak ve Başbağlar’da katliam yapıp bunu Müslümanların üzerine yıkarak Türkiye’de mezhep çatışması çıkarmaya bile çalıştılar.
*
Nato’nun Türkiye’ye kumpası
Bu olayı analiz eden Türk aydınlar şöyle dediler: Başbağlar ve Madımak katliamları, NATO’nun Türkiye Cumhuriyeti Devletimizi ve Türk milletini hedef alan tertipleridir. NATO’ya bağlı Gladyo denen örgütü en son 15-15 Temmuz 2016 gecesi tanıdık. O gece sahnelenen FETÖ Darbesi, aslında Başbağlar ve Madımak katliamlarının devamıydı. Ancak Türkiye artık ABD emperyalizmine de, NATO’suna da, FETÖ’süne de ve PKK’sına da gereken uygulamayı yapmaktadır. Bugün Türkiye hapisanelerinde NATO generalleri yatıyor .”
