2020’ye kadar durum tam tersiydi.
ABD başka ülkelerde darbe yaptırır, istemediklerini indirip istediklerini başa getirirdi.
Hatta daha birkaç ay önce, daha da ileri giderek, Venezuela halkının sevgilisi olan Cumhurbaşkanı Maduro’yu devirip CİA ajanı olan Goudreau’yu başa geçirmek istedi, darbe başarısız kalınca da ; “Ben halkın seçtiği Maduro’yu değil, ABD nin adamı olan Goudreau’yu başkan olarak tanıyacağım” dedi.
Sonra da aynı şeyi Türkiye, Irak ve İran’da da yapacaktı; ama başaramadı.
***
Bizdeki 12 Eylül 1980 darbesi de ABD marifetiydi.
Daha dün yaşadığımız ve şehitlerimizin kanının bile kurumadığı 15 Temmuz ihanet darbesi de öyle…
Komşumuz İran’da; 1953’te Musaddık’ı devirip tekrar şahı getirmek için İngiltere ortaklığıyla yapılan Ajax” adlı operasyon da ABD darbesiydi…
ABD’nin dünya çapında yaptığı veya yaptırdığı kanlı-kansız darbeler saymakla bitmez.
Ama bu dünya etme bulma dünyasıdır.
O da ettiğini buldu, ABD’de devlete karşı bir kalkışma gerçekleşti, koskoca Kongre binası onbinlerce silahlı protestocu tarafından basıldı ve ABD’de bir askeri darbe süreci de böylelikle başlamış oldu.
***
Evet, ABD’de askeri bir darbenin süreci başladı, bunu bir kenara kaydetmenizi tavsiye ederim.
Bu mu?
Dünyanın gözleri önünde vuku bulan bu olaya Trump “Oyumu çalanlardan hak arama hakkım” dedi.
Hırsızlıkla suçladığı Biden ise bunu “Devlete karşı bir kalkışma” olarak niteledi.
Bunları diyenlerden biri ABD başkanı.
Ama, diğeri de ABD başkanı!!!..
İki başlı ve ikiye parçalanmış bir ABD var artık..
Demek ki ABD’nin yeni adı İA “İki Amerika” olacak..
Çoktandır öyleydi, ama fiilen ayrışıyor şimdi..
Devlet de, halk da ayrışıyor…
***
Trumpçılarla Bidenciler mi dersiniz, Pentagonla CIA mı dersiniz, ulusalcılarla globaller mi… Siz bilirsiniz…
Gerçi Trump’ın ulusalcılıkla da pek alakası yok ya..
***
Kimseyi kandırmayın;
ABD’yi bugün bu hale getiren şeyin adı, “ABD’nin bizzat besleyip büyüttüğü , dünyanın başına bela ettiği ve şimdi de kendisini vuran “çıkarcılık ve zevkçilik” adlı hayvanca yaşam tarzıdır.
Evet, ABD kendi kazdığı kuyuya düştü…
ABD’yi kendi yarattığı canavar yiyor şimdi…
Tıpkı Sovyetler gibi ABD de çöküş sürecine girdi…
Ne doğu, ne batı…
Gerçekleşiyor değil mi?!
***
Ne ilginç;
Her ikisinin de sonunu getiren bizzat kendi devlet başkanları, yani kendi yarattıkları canavar ruhlu mahluk oldu..
Düşünün, kendi ülkesini bu hale getiren Trump ve yardımcısı Biden; tam 4 yıl boyunca dünyaya “aklı başında insanlar” olarak takdim edildi ve ABD, Trump’ın başka ülkelere dayattığı onca zulüm, delilik, zırva ve attığı palavraları “ABD’nin devlet politikası” olarak kabullendi…
Şimdi ABD; o devletlerden, başta da Türkiye, Suriye, Irak ve İran’dan özür dileyecek mi acaba?
Güldüğünüzü görür gibiyim..
Ama eminim ki bu sorunun gayet haklı olduğunda hepimiz mutabıkız.
Hatta gelin bu 4 ülke, hep birlikte Trump’ı bu nedenle BM’ye şikayet edelim ve ABD’ye de verdiği bu zarar ve kayıp nedeniyle de Cumhurbaşkanlığı sürecini geçersiz sayalım.
Var mısınız?!
***
Başka ülkeleri yıkayım derken, ABD nin kendisi yıkılıyor artık…
Evet, artık gerçek bir halk isyanı başladı ABD ‘de …
Bizim başımıza ne çoraplar ördü bu ABD…
Komşularımızın da öyle; bu bölgedeki bütün devletleri yıkmak, halkı ayaklandırmak ve ülkeleri parçalamak istedi…
Bizi, İran’ı, Irak’ı, Suriye’yi…
Hâlâ da uğraşıyor.. Başaramadı ve başaramayacak…
“Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner” diyen atalarımızın misaline bizzat ABD emsal olmuş durumda şimdi!
İbret alan var mı acaba?
***
Birileri buna bir türlü inanmak istemiyor, çünkü onlara göre ABD yıkılmaz, yıkılamaz, karşı durulamaz bir ilah!
Ama dünyanın başka ülkelerinde de anormal karşıladığınız o miting ve hemen ardından kongre binasını basan onbinlerin kalkışması ve halk isyanı ABD’nin bütün karizmasını da, süreğenliğini de bitirdi.
ABD sevicilerin İlahları gözlerinin önünde sürünürken, kendi dinleri de onunla birlikte rezil oluyor ya, işte bunu sindiremiyorlar..
Siz bilirsiniz, ama ABD gerçekten “ABD baharı” ndan hazin sonbaharına doğru yokuş aşağı yuvarlanıyor…
Bence bu hantal şeyin altında kalmak istemiyorsanız hemen geri çekilin ve kendinizi kurtarın…
Baksanıza; Biden’in yalvarması üzerine mikrofonun başına geçip isyancı taraftarlarını sükunete çağıran Trump’la ailesi, bu çağrıdan sonra Beyaz Saray’da oturup dans ederek olayları izlemiş, gördünüz mü?!
***
“Hayır! N’ayır! Olamaz!” Mı diyorsunuz?
Korku veya kölelik körlüğünden dolayı “Bunlar hep ABD nin kendi kurduğu oyunlar, ABD de asla böyle şeyler olmaz, ABD asla yıkılamaz, kimse ABD ye fiske bile atamaz!” mı diyorsunuz?
Bekleyin o zaman…
Siz de onunla birlikte tepetaklak yuvarlanmaktasınız işte.
Burnunuzu yukarı dikip “I-ıh”!, “Cık!” mı diyorsunuz?
Yarın tekrar konuşalım.
Sağlıcakla…
