Bir önceki yazımda “Olay tam olarak nasıl gerçekleşti? Fahrizade’nin yanında kimse var mıydı? Koruma yeterli miydi? Kaç kişi vardı? Kaç kişi öldü? Terörü gerçekleştirenler kaçmayı başardı mı?.. İran buna nasıl bir karşılık verecek? Korkakça ve sessizce mi, yoksa göstere göstere ve açıkça bir misillemeyle mi?” sorularının da cevabını irdelememiz gerektiğini söylemiştim.
İran Meclisinden başlayalım:
İşgalci İsrail tarafından gerçekleştirildiği yolunda ciddi emareler bulunan İranlı fizik profesörü ve nükleer bilim adamı Fahrizade’ye yönelik suikastin karşılığının nasıl verileceği konusu bugün İran İslami Şura Meclisi olan parlamentoda, Güvenlik Komisyonunda ele alındı.
Oturum, kapalı gerçekleştirildi.
Tebriz, Osko ve Azerşehr şehirlerinin milletvekili Muhammed Muhsin Ferhengi tarafından yapılan açıklamada, konunun mecliste, kapalı bir oturumda detaylı şekilde ele alındığını söyledi.
Oturumda, olayın detaylarının yanı sıra, bu cinayeti işleyen düşmanın asıl hedefine yönelik tedbir ve hızlı karşılıkların neler olacağının konuşulduğunu belirten Ferhengi; parlamento iç tüzüğünün 100. Maddesi gereğince, meclis komisyonunda alınan kararlar bütün güvenlik kurumlarını bağlayacak ve nihai kararların ana hatları Çarşamba gününe kadar sonlandırılmış olacak.
Bu olayların, General Şehid Kasım Süleymani’inn şehadet tarihine yakın olması da manidar…
***
Olay Tam Olarak Nasıl Gerçekleşti?
İran medyasındaki haberlere göre geçtiğimiz Cuma günü Mazenderan’dan Tahran yakınlarındaki Demavend’in Abserd ilçesine giden Profesör Fahrizade’yle 2 (öncüyle birlikte 3) arabadaki muhafızları saat 14 sularında şehrin girişine yakın bir bağlık mıntıkadan geçerken aniden yaylım ateşine tıutuluyor ve hemen yakınlarında, görünüşte kalas yüklü, gerçekte ise patlayıcı dolu bir kamyonet patlıyor.. Olay yerinde kimse yok..Silahlar otomatik ve uzaktan kumandalı.. Araç zırhlı; ama gelen seslerin bir şeye çarpmaktan kaynaklandığını zanneden profesör araçtan iner inmez kurşunlara hedef oluyor.
Patlama çok şiddetli.. O kadar ki, ilçenin elektrik tarfosunu parçalıyor ve kalaslarla aracın parçaları 500 metrelik bir alana yayılıyor.
Aynı anda, birkaç yönden her 3 araca yaylım ateş ediliyor, korumaların bütün çabalarına rağmen ünlü bilim adamına kurşun isabet ediyor ve kaldırıldığı hastanede şehit düşüyor.
Korumalardan biri şehit, diğerleri ağır yaralı..
***
Bu arada, dün, Kiyumers Niyazazeri’nin tutuklandığını da hatırlatalım.
İran medyasında yazılanlara göre bu adam istihbarat teşkilatının ilk yıllarında genel müdürlük yapmış, sonra da Rafsancani’nin dolaylı yönettiği Azad Üniversitesi’ni 10 yıl yönetmiş… Şimdi de, Taberi dosyası zanlısı olarak, ülkeden 2 ton altını kaçırma ve kamu arazilerinde yolsuzluklar suçuyla tutuklandı (bu yılın başlarında, oğlu büyük paralarla ülkeden kaçmıştı)
Aynı gün, Muhsin Rızai’nin, “Ülkedeki yabancı casusların artık ya derdest, ya da ifşa edilmesini istemesi de bir kenara not edilmeli…
***
Dahası; bu satırları yazarken, bir saat kadar önce baktığım İran medyasındaki şu haberdi:
İran İstihbarat Bakanlığı basın duyurusu: “Profesör Fahrizade’nin kalleşçe terör edilmesiyle ilgili önemli ipuçlarına ulaşıldı. Detaylar, yakında açıklanacaktır.”
***
Türkiye Dışişleri Bakanlığı bu terörü kınadı
Dışişleri Bakanlığımız, İranlı bilim adamı Muhsin Fahrizade'nin Tahran’da uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülmesini kınadığı açıklamada, "İranlı bilim adamı Muhsin Fahrizade’nin Tahran’da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmesinden üzüntü duyduk. Bu menfur cinayeti kınıyor, İran Hükümeti ile merhumun ailesine başsağlığı diliyoruz." ifadesi kullanıldı.
Türkiye'nin, bölgede barış ve huzuru bozmaya çalışan her türlü girişime ve faili ya da hedefi kim olursa olsun terörizmin her türüne karşı olduğu belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:"Bu doğrultuda, söz konusu eylemi gerçekleştirenlerin açığa çıkarılmasının ve adalet önünde hesap vermelerinin sağlanmasını temenni ediyor, tüm tarafları sağduyu ve itidal içinde hareket etmeye, bölgede tırmanmaya yol açacak girişimlerden kaçınmaya davet ediyoruz."
***
İlk zanlının İsrail olmasının nedeni apaçık ortada.
Çünkü Siyonist İsrail Başbakanı netanyahu 2 yıl önce profesör Fahrizade’yi hedefe koymuştu.
Bu terörün Trump’ın giderayak müdahelesi olma şansı ise sıfır, zira ABD’de böyle bir kararı başkan değil, devlet alır.
Yani Amerika devleti, ikinci zanlı veya bazı hempaları gibi, “işbirlikçi” konumunda…
***
Hayfa’ya misilleme haberi doğru mu?
Peki, bizim medyada “Hayfa” misillemesi yalanı neden uyduruluyor?
Batı medyasıyla bizim bazı medyamızda, İran’ın bu terör eylemine misilleme olarak Hayfa Limanını vuracağı yazılıyor.
Bu haber yalan ve algı operasyonu malzemesi.
Oluşturulmak istenen algı şu: İran, sivillerin de olduğu Hayfa’yı vurmayacağına göre, şimdi “vuracak” haberini yayıp, sonra da “vurmadı, vuramadı, hatta iranla İsrail anlaştı” vb haberler vererek ortamı zehirleyecekler.
Amaçları bu.
***
Zamanlama…
Suikast; ABD Başkanı Donald Trump'ın görev süresinin bitmesine günler kala, İranlı bir başka nükleer bilimci Macit Şahriari'nin öldürülmesinin onuncu yıldönümünden sadece günler önce gerçekleşti.
Saldırının ardından İran doğrudan İsrail'i suçladı. İlk açıklamayı Twitter hesabından yapan İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif, "Teröristler bugün önemli bir İranlı bilim adamını öldürdü. Bu korkaklık -İsrail'in rolüne dair ciddi belirtilerle birlikte- faillerin çaresizce savaş çığırtkanlığını gösteriyor" mesajını paylaştı
Lider Ayetullah Ali Hamaney’in askeri danışmanı Hüseyin Deghan ise, yine Twitter üzerinden "Bu mazlum şehidin katillerine gök gürültüsü gibi saldırıp, yaptıklarından pişmanlık duymalarını sağlayacağız" ifadesini kullandı.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani de İsrail'i hedef aldı, "Küresel küstahlığın şeytani eli bir kez daha, gaspçı Siyonist rejim tarafından kanla kirletildi. Fahrizade suikasti, düşmanlarımızın içinde olduğun derin nefret ve sıkıntının da göstergesi. Onun şehadeti, ilerleyişimizi yavaşlatmayacak" dedi.
Yazılı bir açıklama yayınlayan lider Hamaney ise 'kiralık katiller ve zalimler' olarak tanımladığı saldırganların cezalandırılmasını istedi, "Fahrizade'nin bilimsel ve teknolojik tüm alanlardaki çalışmaları sürdürülmelidir" diye konuştu.
Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami de İsrail'i sorumlu tuttu, Twitter'dan "Şimdiye kadar hiçbir saldırıyı yanıtsız bırakmadığımızı gösterdik" mesajını paylaştı.
Ayrıca; yarın da önemli bir gün… Petrol konusunda kararlar alınacak..
Suudi Arabistan liderliğindeki 13 üyeli OPEC ve Rusya önderliğindeki OPEC dışı petrol üreticisi 10 ülke, yarın kritik bir görüşme gerçekleştirecek. Çıkacak karar doğrultusunda petrol fiyatlarında denge değişebilir. Ayrıca toplantıda mevcut üretim kesintisinin en az 3 ay daha uzatması bekleniyor.
Ne dersiniz?
***
3 Amerikalı yetkili de “Bu İsrail’in İşi” Dedi
Amerikan New York Times gazetesi, üç ayrı Amerikalı yetkilinin; saldırının arkasında İsrail'in olduğunu söylediğini yazdı.
Gazete haberinde, ABD'nin önceden saldırı hakkında ne kadar haberdar olup olmadığının net olmadığını da duyurdu.
ABD Başkanı Donald Trump’ın, İsrailli gazeteci Yossi Melman'ın Twitter mesajlarını paylaşması ise hayli dikat çekici ve basit bir yaranma çabası.
Bu saldırı; Trump'ın ABD başkanlığının son haftalarında, İran ve ABD arasındaki gerginliği tırmandıracaktır.
ABD’de bir panik havası var.
ABD Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz Saray; Reuters’ın yorum talebini henüz yanıtlamadı.
Joe Biden’ın ekibi de yorum yapmayacaklarını açıkladı.
20 Ocak'ta görevden ayrılması beklenen Trump, defalarca İran'ı gizlice nükleer silah arayışında olmakla suçladı.
***
CİA Başkanı bile kınadı ve ABD’yi uyardı!
Eski CIA Direktöründen de İranlı nükleer bilimci Fahrizade'nin öldürülmesine gelen tepki çok net ve düşündürücü:
ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Eski Direktörü John Brennan, İran'ın nükleer programının kilit isimlerinden bilim insanı Muhsin Fahrizade’nin suikast sonucu öldürülmesini "uluslararası hukuka aykırı ağır bir suç" olarak nitelendirdi.
Fahrizade'nin ölümünde yabancı bir ülkenin onayının veya direkt dahlinin olup olmadığını bilmediğini kaydeden Brennan, "Bu tür bir devlet destekli terörizm, uluslararası hukukun açıkça ihlalidir ve diğer yönetimlerin yabancı yetkililere karşı ölümcül saldırılar düzenlemesini teşvik etmektir." yorumunu yaptı.
Fahrizade'nin öldürülmesinin El Kaide ya da DEAŞ elebaşlarının öldürülmesinden tamamen farklı olduğunu ifade eden Brennan, suikastın kabul edilemez olduğunu vurguladı.
***
Batının Raporlarında Fahrizade
NCRI raporuna göre Fahrizade 1958'de Kum'da doğdu. Savunma bakan yardımcısı ve Devrim Muhafızları tugay başkanı olarak görev yaptı.
Rapora göre nükleer mühendislik doktorası yapan Fahrizade İmam Hüseyin Üniversitesi’nde eğitim verdi. Yüksek rütbeli bir İranlı bir kaynak, 2014'te Reuters'a Fahrizade’yi 'kendisini İran'ın teknolojik ilerlemesine adamış ve lider Ayetullah Ali Hamaney'in tam desteğinden yararlanan bir değer ve uzman' olarak tanımlamıştı
***
Ruslar Bu Terör Olayını Nasıl Okuyor?
Rus senatörve Rus parlamentosunun üst kanadı Federasyon Konseyi’nin Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Konstantin Kosaçev, İranlı nükleer fizikçi Muhsin Fahrizade’nin öldürülmesinin Ortadoğu’da büyük bir savaşın başlamasına neden olabileceğini söyledi.
Kosaçev, Facebook hesabından yaptığı paylaşımda, “Bu cinayetin arkasında kim olursa olsun, kesinlikle İran'ın sert tepki vermesini ve bölgedeki durumu istikrarsızlaştırmayı amaçlayan bir terörist saldırı olarak nitelendirilebilir. Bu nedenle, şu anda birçok şey elbette, İran'ın bu cinayetle ilgili soruşturmasının objektifliğine, tepkisine ve uluslararası toplumun tutumuna bağlı” ifadelerini kullandı.
Tahran’ın bu saldırıyı düzenleyenlerin aksine uygar bir yol izlediğine vurgu yapan Kosaçev, şöyle devam etti: "Tüm bunlar, İranlı önemli bir nükleer mühendisin ölümü gibi bir ‘kıvılcıma’ ihtiyaç duyulan, büyük ölçekli bir savaşın hazırlığına tanıklık ediyor.
Bunlar, sonuçları kestirilemeyen, ancak kesinlikle olumsuz olan tehlikeli oyunlar. İran yönetiminin bunda bir suçu yok."
***
İsrail Bu Bölgenin Bilim Adamlarını Katlediyor
ABD’yi yedekleyen Siyonist İsrail’in; kendi ayakları üzerinde durmaya azmeden ülkelerin bilim adamlarına sürekli suikast düzenlemesi, bütün ülkeler ve devletlerin bu terör devletine karşı çok dikkatli olmasının ve bu azgınlığa bir “dur” deme zamanının geldi de geçiyor olduğunun alametidir.
Zira;
Bizim de TÜBİTAK ve Aselsan’da nice mücevher bilim adamlarımızı katleden eller, İran, Irak, Lübnan, Yemen ve Suriye’de yüzlerce bilim adamını hunharca katleden ve satılmış medya aracılığıyla da bunu örtbas ettiren veya “intihar” ya da “kaza” süsü verdiren el aynıdır.