Hz Fatıma Üzerinden Bir Film Fitnesiyle Başlayan Yeni Yıl 2021

İsmail Bendiderya 3.01.2021 14:04:43
Daha önceki yazımda, bir film aracılığıyla planlanan bu fitneden kısaca bahsetmiştim.
Senaryo, İngiliz senaryosu…
Çok kalleşçe bir oyun bu…
Kutsalları üzerinden Müslümanları vurmak!
Şeytana pabucunu ters giydirmek…
Bütün Müslümanları ahmak zannetmek…
Kendilerini çok büyük ve “üst akıl” gibi kabul ettirmek ve zihinlere musallat olmak…
Ama, bu Şeytan aklınızla, bir Korona’yı halledemeyen de siz değil misiniz?
Unutmayın ki, Allah’a kulluk eden akıl, bir çobanda da olsa ona yeterlidir ve Şeytan aklından ileridir.

   ***

Bu İngiliz oyunu filme dönelim:
1400 yılla ayrılmış iki hikaye. Iraklı bir çocuk, savaşın yıktığı bir ülkenin ortasında annesini kaybettikten sonra Leydi Fatima'nın tarihi hikayesini keşfederek sabrın önemini ve gücünü öğrenir…vs.
Tabi bu, “kurbağayı su dolu tencereye atlama” ya ikna etme ve içine düştüğü o tencereyi ısıtma” numarası…

Detayları merak edenler için belirteyim:
Yönetmen:
 Eli King
Senaryo ve Yazar:
 Şeyh El Habib
Yapımcısı da bir değil, tam 4 tane:
Mehdi Al Hussaini ...  
Hussain Al Shammeri ...  
Irakli Gogichadze ... Gürcü asıllı!
Abdul-Malik Shlibak    

   ***

Tam 15 milyon dolar harcanan ve gişelere girebilmesi için de bir o kadar para harcanarak, gösterime gireceği ülkelerde  bedava biletlerin dağıtılmasının planlandığı bu zehirli film, tam da yılbaşı gecesi gösterime girdi.

Yani 2021 yılı, Müslümanların mezhep savaşına girmesi için planlanmış bir yıl!
İslam ülke, devlet ve halkları bunu bilmeli ve ona göre davranmalı…
Zira bu ekip, "Hz. Fatıma" Filmiyle, Cehenneme Odun Taşıyacak ve ahmaklıkta ısrar eden bazı Müslümanları da o cehennemin odunu yapacak!

   ***
 
 Tefrika üzerine aymazlığın bir türlü bitmemesi, aşırıcıların ve laf dinlemeyen “allame-i dehr” lerin aymazlıkları, bizim gibi, on4’ü de gına getirmiş olacak ki bunu yazmadan edemedi, sağır kulaklar için bas bas bağırdı:
Amerikan Sünniliği ve İngiliz Şiiliği, Müslümanların karşı karşıya olduğu en büyük tehdit.
Terör örgütü IŞİD başta olmak üzere, Amerika'nın desteklediği tekfirci gruplara karşı, İngiltere'nin himayesindeki Şirazi grubu, Müslümanlar arasında mezhep kavgası çıkarma peşinde.
Bu hedefle 20 milyon doları aşan bütçesiyle, Hz. Fatıma'nın hayatının anlatıldığı bir film çekildi. Film, çarşamba günü çıkıyor. Ancak şimdiden, Şii dünyası içerisinde büyük alimler karşı çıktı.

"İki benzer hikaye ancak 1400 yıl arayla..."
İngiltere himayesindeki Şirazici grubun hazırladığı, 'Cennet Kadını' isimli filmin tanıtımı bu sözlerle başlıyor.
İslam peygamberi Hazreti Muhammed'in kızı Hazreti Fatıma'nın hayatına ilişkin, 'anlatılmamış hikayenin keşfi' ifadesi kullanılıyor.
Ancak senaryo yazarlığını, İngiliz Şiiliğinin başlıca isimlerinden olan,Yyasir el Habib'in üstlendiği film, bu kadar masum değil.
İngiltere tarafından fonlanan filmin tanıtımı, terör örgütü IŞİD'in katliamları anlatılarak başlıyor.


On4'te yer alan habere göre filmde, Hazreti Muhammed, Hazreti Ali, Hazreti Fatıma'yı canlandıran oyuncular açıkça gösteriliyor. Bu nedenle film ne Sünni inancına, ne de Şii inancına uygun görülüyor.


Büyük bir yapım olan filmin bütçesi 20 milyon doların üzerinde. Bu, böylesine bir film için oldukça büyük bir miktar.
Ancak arkasındaki İngiltere desteği nedeniyle, İngiliz Şiiliği bu miktarı rahatlıkla karşıladı. 


30 Aralık'ta gösterime gireceği açıklanan ve mezhep savaşı çıkarma hedefine hizmet eden filmde, Bilal-i Habeşi, Talha bin Ubeyd, Selman-i Farisi gibi birçok isim de tasavvur ediliyor.

Film henüz yayınlanmadan, birçok büyük şii alim ve Ayetullah tarafından reddedildi.

Onların başında, İran'ın en önemli taklit mercilerinden, büyük Ayetullah Mekarim Şirazi geliyor. Ayetullah Mekarim Şirazi, Müslümanları filmi izlemekten ve tanıtmaktan vazgeçmeye çağıran bir fetva yayımladı.

Ayetullah Mekarim Şirazi filmi, Müslümanlar arasında ayrılık yaratmaya yönelik bir girişim olarak tanımladı. İslam düşmanlarının da filmin yapımında parmağı olduğuna dikkat çekti.


Ayetullah Mekarim Şirazi açıklamasında, 'böylesi bölücü filmler yapma niyetinde olanların bizden olmadığını herkese duyurmalısınız' ifadelerini kullandı.

Ayrıca tüm müslümanların, bu film aracılığıyla iletilmek istenen mesajların, ne islam'ın ne de Şii mektebinin mesajları olduğunu' bilmesi gerektiğini vurguladı.

İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani de sosyal medya hesabı üzerinden filmi kınayan bir açıklama yaptı.
Şemhani, Hazreti Fatıma'nın hayatını anlattığı söylenen filmin yapımının arkasında, İngiltere merkezli bir grubun olduğunu söyledi.
Şemhani filmi, Müslümanlar arasındaki birliği bozma girişimi olduğunu belirterek, terör örgütü IŞİD'le söz konusu filmin yapımını aynı stratejinin parçası olarak tanımladı.



Film, terör örgütü ışid'in bölgedeki yoğun mücadele sonrası yenilgiye uğratılması sonrası, Müslümanlar arasındaki birliği bozacak yeni bir girişim olarak görülüyor.

Filmin senaryosu Yaser el Habib'e ait. Kuveytli Habib, kendi ülkesinde tutuklandıktan sonra, İngiliz insan hakları kuruluşlarının devreye girmesiyle bu ülkeye kaçtı.

Uzun yıllardır da, İngiltere'de mezhep kavgası çıkarma faaliyetlerini sürdürüyor.

Ancak Ehlibeyt dünyası içerisinde, başta İslam devrimi rehberi Ayetullah Hamanei olmak üzere, büyük alimlerin verdikleri fetvalar ve birlik mesajları, İngiliz Şiiliğinin empoze etmeye çalıştığı düşüncenin yayılmasının önüne geçti.

Ayetullah Hamanei, 'Ehli Sünnete hakaret etmenin haram olduğu' yönünde bir mesaj yayımladı. Bu mesaj, İslam dünyasında güçlü bir karşılık buldu.

Birçok İslam alimi, İngiliz Şiiliğine karşı görüşlerini açıkça dile getirdi. Önemli Ehli Sünnet alimleri de Amerikan Sünniliğini dışladı. Böylece mezhep kavgası çıkmasının önüne geçildi.

On4’teki bu yazı da yetmedi derseniz, ekleyeyim:
 Şii-Sünni ayrımcılığı çıkarmak ve düşmanın maşası olup bu ayrımcılığı kaşımak İSLAMA İHANETTİR!

   ***

Ulemanın neler dediği sizin için önemli mi?

O halde dinleyin:
Ayetullah Ali Hamaney, 'Ehl-i Sünnet'in mukaddesatına hakaret etmek 'İngiliz Şiiliği'nin işidir' dedi.
 "Şii adıyla diğer İslam mezheplerinin duygularını tahrik etmek İngiliz Şiiliği"dir. Bu da bölgede büyük yıkım ve katliamlara neden olan DAEŞ ve Nusra gibi ABD ve İngiliz casusluk servislerine bağlı habis terör gruplarının ortaya çıkmasıyla sonuçlanıyor. Ehl-i Sünnet'in mukaddesatına hakaret etmek İngiliz Şiiliği'nin işidir"

   ***

İran'daki bazı kesimler tarafından İngiltere'nin Müslümanlar arasında mezhep çatışmalarını diri tutmak için desteklediğine inanılan bazı Şii din adamlarının öncülüğünü yaptığı aşırılık yanlısı akıma "İngiliz Şiiliği" (Gulat) adı veriliyor. İngiltere ve ABD gibi ülkelerde ikamet eden ve kendilerine ait televizyon kanalları olan bu din adamları, kendi mezhebinden başkasını "şirk ehli" kabul edip özellikle Sünni mezhebine mensup Müslümanların mukaddesatına hakaret ediyor. Ülkenin dini merkezi sayılan Kum'da bulunan ve İngilizlerce beslendiği ortaya çıkınca tutuklanan Şii din adamı Ayetullah Seyyid Sadık Şirazi'nin kardeşi ve şu anda İngiltere'de yaşayan Mücteba Şirazi, ve Yasir Habib adlı din adamları bunların başını çekiyor.

   ***

Şirazi ve Habib, başta peygamberimiz Hazret-i Muhammed'in -s- hanımı Hazreti Ayşe -ra- olmak üzere sahabelere hakaretin yanı sıra, bu hakaretleri haram sayan ve “Hz Ayşe Kur’an emri gereğince annemizdir, ona küfretmek, iftira atmak haramdır” diyen İran’ın lideri Hamaney'e de galiz küfürlerle hakaret içerikli yayınlar yapıyor. 

İran yönetimi, Ocak 2015'te Sünni ve Şii Müslümanlar arasında ihtilaf çıkaran ve uydudan yayın yapan 17 Şii kanalının ve bu cümleden olmak üzere Şirazi güruhunun ofisini kapattı, oradaki elebaşlarını tutuklayıp hapse attı.

Bu grupların çoğu İngiltere tarafından finans ediliyordu.

   ***

Tekfirci Cemaatler Mezhebi Ayrılıkları Körüklemek İçin Oluşturuldu
Bunu Ayetullah Hamenei söylüyor.

İslam ülkelerini birbirine düşürmek için azami gayret gösterdiklerini ifade eden Seyyid Hamaney mezhebi farklılıklar üzerinden oluşan anlaşmazlıkların büyük tehlike arz ettiğini söyler. İngilizlerin ayrılıkları körükleme noktasında ihtisas sahibi olduklarını ifade eden Ayetullah Hamaney, Amerika’nın ise onların öğrencisi olduğunu; nitekim Amerika’nın tekfirci cemaatlerin oluşumunda rolünün olduğunu itiraf ettiğini belirtti.

Bazı saf niyetli Müslümanların bilinç eksikliğinden dolayı Amerika’nın Müslümanları birbirine düşürmek için kurduğu bu oyuna geldiğini söyleyen Seyyid Ali Hamaney “Suriye bunun en tipik örneğidir. Tunus ve Mısır’daki tağuti rejimler yıkılınca Amerika ve Siyonistler bu modeli direnişe destek veren ülkelerde de uygulamak istediler ve Suriye’ye yöneldiler” dedi. Ayetullah Hamaney bazı basiretsizlikler neticesinde Suriye’nin bu hale geldiğini ifade etti.

Seyyid Hamaney bugün Suriye’de, Irak’ta, Yemen’de ve diğer bölgelerde yaşanan mezhebi savaşların aslında mezhebi değil siyasi olduğunu söyledi ve bu savaşların önünü almak için ayrılıkların bir an önce son bulması gerektiğini vurguladı:

“…İran İslam Cumhuriyeti “kafirlere karşı şiddetli, kendi aralarında merhametli” ilkesince hareket eder. Biz de Rahmetli İmam Humeyni’nin öğretisi ve İran’ın ilkesi doğrultusunda asla dünya müstekbirleriyle uzlaşmayacağımızı, ancak Müslüman kardeşlerimize her daim dostluk elini uzattığımızı vurguluyoruz…”

“”..Lübnan’daki Şiileri desteklediklediğimiz gibi, Gazze’deki Sünnileri de aynı azim ve gayretle destekliyoruz…” (18 ağustos 2015)

   ***

Peki, bu konuda Kur’an’ın ne emrettiğini bilmeyen bir Müslüman var mı?
Yani Kur’an, mezhep-tarikat hakkında ayet mi indirmiş?
Evet!
Buyrun:
“Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an, İslam ve vahdete sebep olacak her şeye) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. (Al-i İmran, 103)”

   ***

Münezzeh ve yüce Allah, Müslümanlara ilahi ipe sarılmalarını emretmektedir. Muhtemelen bir birinden ayrı ve müteferrik ümmetin durumu kuyuya düşen birisine benzediğinden, Allah’ın her türlü sözcük yerine ip (habl) sözcüğünü kullanmasına neden olmuştur. Zira böyle bir insanın tek kurtuluş yolu kuyuya atılmış olan ipe sarılmasıdır.
Bu noktanın önemi için bu yeterlidir ki Kur’an-ı Kerim her zaman vahdet-i kelime ve birlikteliği övmüş, onu emretmiş ve tefrikayı kınamıştır. Kur’an-ı Kerim, tefrikayı kınamak için o kadar ileri gitmiştir ki aşağıdaki ayeti kerimede bu semavi belalardan sayılmıştır:
قُلْ هُوَ الْقَادِرُ عَلَى أَنْ يَبْعَثَ عَلَيْکُمْ عَذَاباً مِنْ فَوْقِکُمْ أَوْ مِنْ تَحْتِ أَرْجُلِکُمْ أَوْ يَلْبِسَکُمْ شِيَعاً وَ يُذِيقَ بَعْضَکُمْ بَأْسَ بَعْضٍ
“De ki: «Allah'ın size üstünüzden (gökten) veya ayaklarınızın altından (yerden) bir azap göndermeğe ya da birbirinize düşürüp kiminize kiminizin hıncını (savaşla) tattırmaya gücü yeter.» (En’am, 65)”

   ***

Ayetullah uzma Cafer Subhani:
Sahabeye sebb ve küfür nispeti haksız olarak Şia’ya nispet verilmektedir. Bu skandal bir iftiradır. Şialar bu iftiradan beridirler. Onlar, Sahabelere karşı konum ve görüşlerini, İmam Ali bin Hüseyin’den model olarak almışlardır. Onlar için şu tabirlerle şöyle dua buyururlardı:
للهم وأصحاب محمّد خاصة، الذين أحسنوا الصحبة، والذين أبلوا البلاء الحسن في نصـره، وکانفوه، وأسرعوا إلى وفادته، وسابقوا إلى دعوته
“Allah’ım Muhammed’in seçkin ashabına, sahabeliği bilip hakkını eda edenlere, ona yardımda güzel bir sınav verenlere, onu destekleyip himaye edenlere, koşarak elçiliğine inananlara… salat eyle.”[3]
Vesselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu.

   ***

Ayetullah uzma Seyyid Musa Şubeyri Zencani
Her kim Şahadetyni söylerse (nasibi ve hariciler dışında) Müslümandır ve evliliğin caiz olması, birbirlerinden miras almak, can ve mala ihtiram göstermek… gibi İslam’ın hükümleri onun hakkında uygulanır. Her kim İslam saflarında tefrika yaratır ve İslam fırkalarını tekfir ederse, İslam’ın hakikatlerinin dışındadır. Eğer sömürgeci düzenin doğrudan amili değilse, kuşkusuz İslam’ın esasını ortadan kaldırmak, Peygamber Ekrem’in (s.a.a) dinini yıkmak ve o hazretin yüce adının unutulması için çalışan sömürgecilerin bozguncu amaçları yönünde hareket etmektedirler. Bu grupların intihar saldırıları, yalnızca kâfirlerin ve İslam’ın yeminli düşmanlarının sevinmesini beraberinde getirir.

   ***

Defalarca söyledim ve söylüyorum: Sünniler sadece kardeşimiz  değil; aynı zamanda özümüz ve canımızdır da! Ben, Sünnilerin Cuma vaazlarını Şiaların Cuma vaazlarından daha çok dinlemekteyim.”

“Şia ve Sünniler arasında gerçek bir ihtilaf bulunmamaktadır. Ben tüm Iraklıların hizmetçisiyim. Ben, tüm halkı seviyorum. İslam dini, muhabbet ve sevgi dinidir. Düşmanların İslam mezhepleri arasında tefrika çıkarmayı başardığından dolayı oldukça şaşkınlık içindeyim.”

Herkes, Müslümanlar arasında gerçek bir ihtilafın olmadığı noktasında birleşmektedir. Şia ve Sünniler arasında sadece fıkhı konularda farklar bulunmaktadır.”

   ***

Ayetullah Uzma Abdullah Cevadi Âmulî
Sahabeye küfretmek, Şia veya Sünni mukaddesâtına hakaret etmek, her iki grubun inançlarını saygısızca ve zalimce küçümsemek haramdır. İhtilaf çıkarmak, tefrika ateşini yakmak ve İslam ümmetinin vahdet esaslarını bölmek, parçalamak ve kırmak, büyük bir günahtır.

   ***

Ayetullah Uzma Seyit Ali Sistanî
Ehlisünnet de, tıpkı Şia gibi Müslümandır ve tüm İslami hükümler onlar için de geçerlidir. Onlarla evlilik caizdir, Şialar onlardan miras alabildikleri gibi onlar da Şialardan miras alabilirler. -Harici ve Nasibiler bunun dışındadırlar-
 Şia-Sünni, bütün Müslümanların can, mal ve namuslarının saygınlığı vardır. Şiilerın, Bedir ve Rıdvan Biati ehlini, Muhacir ve Ensar müminlerini, İslam mezhepleri imamlarını ve onların takipçilerini tekfir ettikleri sözü, apaçık bir yalandır ve Şia inancıyla hiçbir ilgisi yoktur.

   ***

 İslam dünyası günümüzde karmaşık ve zor şartlar altında yaşamaktadır. Büyük krizler ve azim problemlerle karşı karşıyadır. İslam ümmetinin bugün ve yarınki alın yazısı bu buhranlara bağlıdır. Bu şartlar altında tüm Müslümanlar, İslam dünyasının birlik ve beraberliğe olan ihtiyacını, tefrika yaratmak, mezhebi ihtilaflar çıkarmak, etnik ve ırkçı çatışmalardan uzak durulmasının gerekliliğini güzel bir şekilde idrak etmektedirler. Asırlardır ihtilafların çözülmesi için şu ana kadar kapsayıcı bir çare düşünülmemiştir! Dolayısıyla sağlam ve ölçülü bilimsel çalışmalar çerçevesi dışına çıkarak bu ihtilafları alevlendirmek doğru değildir. Özellikle bu ihtilaflar asla usul-u din seviyesinde ve İslam akaidinin erkânından değildir. Bütün Müslümanlar, Allah'ın tek ve vahit olduğuna, İslam'ın Yüce Peygamberi'nin (salallahu aleyhi ve alihi ve sellem) risaletine, Mead'a, Kur'an-ı Kerim -ki Allah Teâla onu tahriften korumuştur- ve Peygamberin paha biçilemez sünneti -ki şer'i hükümler için bu ikisi aslî unsurlardır- ve aynı şekilde masum ve arınmış Ehlibeytini (aleyhimu's-selam) sevmek konusunda iman etmişlerdir. İslam dininin temelleri sayılan namaz, oruç, hac… gibi Müslümanların geneli arasındaki diğer ortak noktalar da vardır.
   Bu ortak noktalar, Müslümanların birlik ve beraberliği için sağlam temellerdir. Hiç kuşkusuz Müslümanlar arasındaki dostluk ve muhabbet ilişkilerini sağlamlaştırabilmek için bu ortak noktalar üzerinde odaklanmak gerekmektedir veya en azından biz Müslümanların, karşılıklı saygı çerçevesinde, düşmanlıktan uzak, mezhebi, etnik ve kabilesel çatışmalardan kaçınarak barış ve huzur için birlikte yaşamaya çalışmamız gerekmektedir.

   ***

İmam Hamaney:
"Ey Müslümanlar, dikkat edin; “Şii ve Sünni ihtilafı” tuzağına düşmeyin. Şia ve Sünni ihtilafları, İslam düşmanlarının üzerine yatırım yaptığı temel esaslardan biridir. Şia'yı Sünni aleyhine, Sünni'yi Şia aleyhine kışkırtmak için İslam düşmanları yüklü paralar harcamaktadırlar."

   ***

"Şunu herkesin bilmesi gerekir ki, ülkemizde Alevi, Bektaşi, Şii ve Sünni kardeşliğini hiç kimse bozamayacaktır." diyerek sözlerini tamamladı.

   ***

Tekrarlıyorum:
Müslümanlar uyanık olursa 2021 büyük başarı ve birlikteliklerin yılı olacak; kalemler, silahlar, teknolojiler, eller ve yürekler birleşecek..
Ama dostunu düşmanını ayıramayacak kadar ahmak olur ve cehalette inat ederse, bunun bedelini ağır ödeyecek.
İngilizler şimdiden planlarını yapmış bulunuyor…
Haberiniz olsun, demedi demeyin.
 Ey uyuyanlar, birbirinizin mezhebiyle, meşrebiyle, saçıyla kılıyla uğraşmayı bırakıp Kur’an emrine uyun ve kucaklaşın!
Çok geç olmadan uyanın artık!
Bu din uyanma ve bilgi dinidir, düşünme ve akletme dinidir, okuma ve öğrenme dinidir, insanlığa faydalı olma dinidir, insanı ve tabiatı, hayvanları bile sevme ve onlara da faydalı olma dinidir, hayvanlaşma ve kendisine de, başkalarına da, doğaya da, hayvanlara da zararlı olma dini değil!
Ve unutmayalım:
Eğer Hollywood ve İngiliz, İslam tarihiyle ilgili bir film yapıyorsa kesinlikle o filmle bize fena bir “film” oynatılmaktadır.
Hz Fatıma’nın “mazlumiyeti” nin, İngiltere diliyle anlatılmasından mazlumiyet değil, ancak “kumpas” çıkar.
İngilizin ve Hollwood’un yaktığı hiçbir kapı, hiçbir yüreği ısıtmaz; ancak ortalığı ateşe verip yakar ve Müslümanı Müslümana kırdırır, İngiliz de, israil’le birlikte elini ovuşturarak zevkle ve alkışlayarak seyreder.
Daha dün, hariciler olayını IŞİD ve Nusra örnekleriyle yaşamadı mı Müslümanlar?
Şimdi bu filmi yapanların da o tekfircileri besleyip örgütleyenlerle aynı olduğunu fark etmediniz mi?
Müslüman aynı delikten bir defa ısırılır.
Artık “yeter” demenin zamanı gelmedi mi? Bu oyunları bozmanın en kolay yolu, Allah’ın emrine uyup O’nu da hoşnut ederek bütün Müslümanların, hatta insanların kucaklaşması değil mi?
Yeni yıl, basiret , feraset ve hayra vesile olsun inşallah.

Sağlıcakla kalın.

Yazarın Diğer Yazıları