İsrail’le Araplar Gerçekten Normalleşir mi?

İsmail Bendiderya 28.12.2020 12:26:00
Önce bunun adını doğru koyalım.

İsrail, Arap devletlerinin topraklarını işgal ederek ve açıkça Filistin halkının topraklarını gasbedip çalarak kurulan bir “Yahudi Şeriat Devleti” dir.

1948 öncesinde birkaç Filistinlinin arazisini parayla satın almış olması, bu gerçeği ört-bas etmeye yetmiyor.

1948
1967
1973
2006

Ve son 2 yılda İsrail, bölgedeki Müslüman ülkelere hep savaş açmış, saldırmış ve kan dökmüştür.

Bugün sadece Filistin değil, 
Lübnan’ın bir kısmı da
Suriye’nin Golan Tepeleri de,
Ürdün Nehri’nin Batı Yakası da
Mısır’ın Sina Çölü de
Suudi Arabistan’ın 2 adası da direkt ve dolaylı şekilde böyle bir işgal altındadır.

Dahası ;
Bir de onların “Arz-ı Mev’ud”  hedefleri var… Vaadedilen topraklar…
İşte o topraklar “Nil’den Fırat’a kadar” dır ve bu alana bugün bizim ülkemizin bir kısmı, Mısır, İran ve Irak’ın bir kısmı, Azerbaycan ve Suriye’nin yarısı dahil edilmiştir İsrail’in yayınladığı harita üzerinde.
Nil demek Mısır demektir
Fırat demek de, Türkiye…

***

Hatta o harita, ülkemizin Başbakanı olan Tansu Çiller hanımın bir İsrail ziyaretinde orada çekilen bir fotoğrafta da göstere göstere yayınlatılmıştı medyaya.

19 Temmuz 2018 Perşembe günü bu durum resmileşmiş ve aynı tarihte dünya medyasında da ve bu cümleden olmak üzere bizim medyada da şöyle yer almıştı:

 “İsrail Meclisi Knesset, Arap vatandaşlara karşı ayrımcılığı körükleyeceği ve Yahudi şeriat kurallarının uygulanacağı gerekçesiyle karşı çıkılan tartışmalı “Yahudi ulus devlet” yasa tasarısını kabul etti. İsrail’i Yahudilerin ulus devleti olarak tanımlayan tasarı, dün sabah yapılan oylamada muhalif milletvekillerinin tüm itirazlarına rağmen 55’e karşı 66 kabul oyu ile meclisten geçti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, yasanın meclisten geçmesi sonrasında yaptığı konuşmada, “Mutlak bir çoğunluk, devletin Yahudi karakterinin nesiller boyunca aktarılmasına karar verdi. Bu tarihi bir an, çok yaşa İsrail devleti” ifadelerini kullandı. Knesset’in Arap milletvekillerinden Ahmed Tibi ve Ayeda Touma-Souliman Netanyahu’yu eleştirerek “Siz bir apartheid (ırk ayrımcılığı) yasası geçirdiniz. Bu yasa ırkçıdır” ifadelerini kullandı. El Cezire’nin haberine göre İsrail Komünist Partisi’nin Arap milletvekili Ayman Odeh ise yasanın Yahudiler dışındaki bütün vatandaşları ikinci sınıf vatandaş konumuna getirdiğini söyleyerek “Büyük bir şok ve kederle demokrasinin ölümü ilan edildi” dedi.

İsrail’de bazı kesimler, Arapçayı resmi lisan olmaktan çıkaran, Yahudi dini kanunlarını Anayasa olarak referans gösteren yasa teklifinin, İsrail’i modern dünyadan ve demokrasilerinden izole edeceğini savunuyor.

Yasaya dünyadan da tepki yağdı. Avrupa Birliği sözcüsü, son değişiklikle İsrail-Filistin sorununa ilişkin iki devletli çözümün konuşulmasını daha zor hale geldiğini savundu. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da,  “İsrail hükümetinin apartheid devleti kurma çabalarrını reddediyoruz” ifadelerini kullandı.

İsrail’in bir anayasası olmadığı için devletin anayasası niteliğindeki “temel kanunlarının” içine girecek olan yasayla İsrail devleti, tüm dünya Yahudilerinin temsilcisi etnik-dini bir devlet olarak tanımlanıyor. Yasada, “Yahudi devleti olan İsrail’in dünyadaki tüm Yahudilerin tarihi anavatanı olduğu, ülkede kendi kaderini tayin etme hakkının sadece Yahudilere ait olduğu ve hukukta bir boşluk olduğunda Yahudi şeriatının referans alınacağı, İsrail’in başkentinin Kudüs olduğu” ifadeleri yer alıyor. Yasada ayrıca devletin resmi dilinin İbranice olduğu ve şu anda bir diğer resmi dil olan Arapçanın ise sadece “özel statü” sahibi bir dil olduğu belirtiliyor.”

***

İsrail, bunun alenen bir anormalleşme olduğunu perdelemek için “normalleşme” adıyla medyaya servis etti.

Bunu yaparken, elinde Müslüman bir ülkenin ABD’ye ve İsrail’e karşı savaşan generali Kasım Süleymani’nin ve nice bilim adamıyla sivilin kanı vardı.

Bu nedenle, Siyonist İsrail sadece Araplarla bizim değil, bütün İslam ülkelerinin ve bu cümleden olmak üzere İran’ın da ezeli düşmanıdır.

Kimse, topraklarını işgal eden, evi buldozerlerle kanunsuzca yıkılan çocukların, zırhlı araçların içindeki işgalci askerlere bir taş attığı için elini kolunu kıran, kendisini savunacak silahı olmayan köyleri tanklarla basıp, kadınlarla çocukların paletler altında kalan bedenlerine kahkahalar atan bir düşmanla “dost” olmaz.

Bunun adına “normal” bir davranış denilmez.
Bu tamamen anormaldir ve zihin şaşırtmadır.
Haksız mıyım?
Ne dersiniz?
Bir sonraki yazıda bunu biraz daha açalım mı?
Sağlıcakla kalın efendim.

Yazarın Diğer Yazıları