- “ Hamas ve İsrail savaşı danışıklı dövüş değil mi?!
- Neden?
- Yahya Sinvar Gazze’ye nereden geldi?
- İsrail’den,
- Hem de cezaevinden çıkartılarak Gazze’ye gönderilmedi mi?
- Evet, İsrail zindanlarındaydı.
- İsrail isteseydi onu cezaevinde öldüremez miydi?
- Öldürebilirdi.
- Netanyahu, İsrail ordusunun Sinvar'ın Gazze'nin en büyük ikinci kenti Han Yunus'taki evini kuşattığını söyleyip yakalanması an meselesi dediği halde neden yakalamıyor? İstese yakalayamaz mı?
- Yakalayabilir, Gazze bir avuç kadar yer. Hareket eden hiç bir cisim İsrail radarlarından kaçamaz.
- Yahya Sinvar, "Makam için çalışmayacağım, fakat Netahyahu'yu makamı için ağlatacağım" demişti, ne oldu? Netanyahu ağlıyor mu?
- Gülemiyor ama ağlamıyor da!
Demek ki neymiş? İsrail Hamas Savaşı, Netenyahu Sinvar kavgası danışıklı dövüşmüş!
- Sadece İsrail, 6 günde 4 ülkeyi yenebildiği halde Hamas’ı mı yenemeyecek?! Hamas’ı isterse 6 saatte bitiremez mi?
- İsterse tabi ki bitirebilir.
- Arkasındaki Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa ve diğer müttefikleri ile bu 6 saati 6 dakikaya düşüremez mi?
- Evet, düşürebilir, ama…
- 500 tane 6 saat geçti ve Hamas hala neden dimdik ayakta?!.
- Bilmiyorum, anlamadım, kafam karıştı.
Demek ki neymiş? Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa ve diğer İsrail müttefiklerinin Hamas’la savaşı da danışıklı dövüşmüş!”
Direniş cephesine düşmanlık edenlerin bu “danışıklı dövüşçü” aptallığının temelleri taaaaa Firavuna dayanır. (Bkz. Zuhruf 54) Maalesef zamanımızın Firavunu bunları aptallaştırmış! Firavunun ceza kanunlarında Firavuna dokunan öldürülürdü. Bunlarda da “Amerika’ya dokunan yanar” zihniyeti hâkimdir.
Büyük şeytan Amerika’nın en büyük gücü hilesidir. Ancak rabbimiz bize “İman edenler Allah yolunda savaşırlar, inkâr edenler ise tağut (Şeytan ABD) yolunda savaşırlar; öyleyse şeytanın (ABD) dostlarıyla savaşın. Hiç şüphesiz, şeytanın hilesi pek zayıftır.” (Nisa 76)
Bunların ABD’nin gücü karşısındaki konumu, bizim Rabbimizin gücü kudreti karşısındaki konumu gibidir. Birisi bize haşa “Allah yenildi” dediğinde nasıl tuhafımıza gider ve sert tepki gösterirsek aynı tepkiyi gösteriyorlar. Allah’ın haşa yenilebileceğini nasıl aklımız almıyorsa Amerika ve müttefiklerinin yenilebileceğini de bu alıkların akılları almıyor.
Bunların ekseriyeti Amerika’ya dost olduklarından değil onun şerrinden emin olmak için O’ndan sakınıyor ve bizi sakındırmaya çalışıyorlar. Gözlerine soktuğumuz yenilgileri hafif akıllarına kabul ettiremedikleri için “perde arkası anlaşma, danışıklı dövüş” gibi safsatalarla akıllarına uygun hale getirmeye çalışıyorlar.
Bunların yazar, âlim, molla, şeyh, general, milletvekili, bakan gibi unvanları bizi şaşırtmıyor. Büyük Şeytanla savaşta kaybedeceklerinin büyüklüğü oranında korkuları da büyüyor. Vesselam.