Çocuklarımız
Topluma açık olarak paylaşılan çocuk fotoğrafları, mahremiyet ihlaline sebep olabilir, aynı zamanda çocukların istismar ve tehlikelerle karşı karşıya kalmalarına da yol açacaktır. Dolayısıyla, internet ve sosyal medyadaki paylaşımların getirebileceği tehlikeleri öncelikle kavramsal olarak tanımlamak ve özümsemek gerekir. Fotoğraflarını paylaştığımızda onun ne olduğunu bimeyen çocukların, gelişimsel olarak hazır olmadığı ve henüz doğru mu, yanlış mı olduğunu bilemeden çocuk istismarcıların ağına düşebilirler.
Anne babaların sıklıkla yaptığı buna benzer büyük hatalar çocukların hayatını karartabilir!
-Günümüzde sıkça rastlanan çocuk tacizine maruz kalabilir.
Pedagoglar: "Ebeveynlerin kendi duygularını tatmin etmek için çocuklarının görüntülerini herkesin görebileceği şekilde İnternet ortamında paylaşmanın sağlıklı olmadığını söylerler. Ayrıca art niyetli, kötü bakışlı kişilerin bakışları, niyetleri çocuklarınızı olumsuz etkileyecektir. Onların mahremiyet haklarını gözetip korumak ebeveynlerin kutsal görevi olmalıdır.
Örnek;
1-Eskilerde, yeni doğan bir bebek ve annesi 40 gün herkesten uzak kalırlardı. (Bunda bir hikmet vardı.)
2-Çocuklara nazar değmesin (tehlikeden koruma) diye aile dışında kimseye göstermeme çabası vardı.
3-Çocuklara ilk eğitimin yanında yabancı kimselerle konuşmamaları, yanlarına gitmemeleri ve kendilerini kötü niyetlilere karşı korunmaları birçok önerilerde bulunulurlardı.
4-Giyimlerine, oturuşlarına, konuşmalarına ve ahlaki davranışları hakkında birçok bilgiler vererek çok dikkatli olmalarını öğretirlerdi.
Şimdi ise sırf egolarını tatmin etmek ve beğenilmek için fotoğraflar paylaşılıyor. Bu paylaşımlar çocukları istismar edenler ve tacizciler tarafından kötü amellerine alet etmek için biriktirdiklerini biliyor muydunuz?
Sosyal medyada paylaşılan fotoğrafların genelde; beğenilme, taktir edilme, görülme, bilinme, tanınma ihtiyaçlarını karşılama amacıyla yapılmakta, ancak bunun dozunun kaçırıldığının farkında bile olmadan kendilerine ve çocuklarına ne kadar zarar verdiklerini ve ne kadar tehlikeye soktuklarını hesaba katmamaktadırlar.
Sosyal medyada paylaşılan fotoğrafların aldığı beğeniler, retweetler taktir ve beğenilmeyle arzular okşanmakta, ayrıca insanlarla birlikte olma ihtiyacı kısmen burada giderilmekte olup, beğenilmeyen fotoğraf karşısında ise çok üzülüp psikoloji bozukluğuna kadar inmektedir.
Herkesin kabul edeceği bir şey vardır ki, o da: "Çocukların görüntüleri herkesin göreceği bir şekilde paylaşılmasının doğru olmadığıdır."
Acaba bu fotoğrafları ne için ve kimin için paylaşıyoruz diye sorarsak? Cevap olarak:
"Beğenilme ve arzularımızın tatmin olması için," olacaktır!
Eğer çocuklar için paylaşıyoruz diyorsak, bir düşünelim derim; çocuklarımızı tanımadığımız, bilmediğimiz kişilerin gözleri önüne atmak anne-babalık hislerimizle hiç örtüşüyor mu?
"Sosyal medya, duvarları camdan bir ev gibidir!" Kimse, her tarafı camdan bir evde oturmayı tercih ermez. Çünkü dışarıdan evin içi görünür ve böylece mahremiyet ortadan kalkmış olur. Eğer bunun farkındaysak, yaşam tarzımızı da ona göre ayarlamalıyız.
Şunu hiç unutmayalım:
"Şimdi yapılan yanlış ve hatalar, çocuklara ancak ergen yaşlardan sonra etki yapacak ve tamamen hayatlarını negatif yönden etkileyecektir."
Ebeveynler çocuklarının fotoğraflarını paylaşmak istediklerinde bir kez daha düşünmelidirler.
-Sosyal medyayı kendimiz ve çocuklarımız için doğru kullanalım.
Saygılarımla