Dünyanın en büyük doğal zenginlik kaynağı ormanlar olup, doğal dengenin sağlanmasında hayati öneme sahip olmalarının yanı sıra ekolojik ve çevresel faydalar sağlamaları açısından itibarıyla iyi korunmalıdırlar.
“Bir kimse bir ağaç dikerse Allah o ağacın meyvesi kadar o kimseye sevap yazar.” (Hz. Muhammed s.a.v.)
“Bir ulusun uygarlık düzeyi üzerinde yaşadığı toprakları ağaçlandırmasıyla ölçülür”. (Franklin Roosevelt)
“Yeşil görmeyen gözler renk zevkinden yoksundur. Burasını öyle bir ağaçlandırın ki kör bir insan dahi yeşillikler arasında olduğunu anlasın.” (Mustafa Kemal Atatürk)
“Ağaç geçmişi geleceğe bağlar. Size sabrı öğretir. Beraber yaşamanın faydalı olmanın zevkini verir.” (Marcel Prevast)
“Bir kuşağın diktiği ağacın gölgesinde gelecek kuşaklar serinler.” (Çin atasözü)
“Ağaçsız memleket duvaksız geline benzer”(Türk atasözü)
Ormanların faydalarını kısa başlıklar halinde özetlersek:
“Nefes almamıza yardımcı olurlar” “Ormanlar ağaçlardan daha fazlasıdır” “İnsanların yaşam alanıdır” “Bizi serin tutmaya yararlar” “Dünyayı serin tutarlar” “Yağmur yağmasına yardımcı olur” “Sellere karşı mücadele ederler” “Yeraltı su depolama kaynaklarını (akiferler) doldururlar. “Rüzgârı engellerler” “Toprağa sahip çıkarlar” “Kirli Toprağı Temizlerler” “Kirli Havayı Temizlerler” “Gürültü Kirliliğini Engellerler” “Bizi Beslerler” “Bize İlaç verirler” “Karın erime sürecinde etkin rol alırlar” “Ekolojik turizmin (EkoTurizm) gelişimine katkı sağlarlar” “Sağlıklı çocuk yetiştirmemizi sağlarlar” “Toprağı zenginleştirirler” Ormanın faydaları saymakla bitmez.
Ormanların faydaları olarak ilk önce yaşamak için ihtiyaç duyduğumuz oksijeni üretmeleri gelir; oksijeni pompalar ve soluduğumuz (veya yaydığımız) karbondioksiti emerler. Tek bir yetişkin ve yapraklı bir ağaç 2-10 kişinin günlük oksijen kaynağını oluşturduğu tahmin edilmektedir; tabiki de bu oran ağacın türüne (kestane, çam, gürgen, sekoya, meşe, ceviz, kiraz, erik, vişne, dişbudak, servi, karayemiş, likapa vb.) ve mevsime göre de değişkenlik gösterir.
Bilinen tüm türlerin neredeyse yarısı, karadaki biyoçeşitliliğin yüzde 80’i dahil olmak üzere ormanlarda yaşamaktadır. Bu çeşitlilik özellikle nadir papağanlardan nesli tükenmekte olan maymunlara kadar tropik yağmur ormanları bakımından zengindir yani ormanlar gezegenin hayatla dolu ana sistemlerinden birisidir; böcekler ve solucanlar besin maddelerini işleyerek toprağa çevirir, arılar ve kuşlar polen ve tohumları yayarak ormanların zenginliğinin ve sürdürülebilirliğinin devam etmesini sağlarlar.
Ormanların insanlara faydaları çoktur. Dünyada yaklaşık 300 milyon insan ormanlarda yaşamaktadır; bu insanların yaşamı neredeyse tamamen yerli ağaçlara dayanmaktadır. Ayrıca, milyonlarca insanda ormanların yanında ya da yakınında yaşıyor ve ormanlardan büyük fayda sağlıyor ve kısmen de olsa yaşam alanı olarak kullanıp, paylaşıyor.
En önemli doğal kaynaklarımızdan biri olan ormanlar; artan nüfus ve giderek genişleyen tarım arazileri, kentleşme ve sanayileşme gibi nedenlerle yoğun bir baskı altındadır. Ülkemizde ormanların azalması ya da ekonomik olarak verimsizleşmesi, artık güncel bir sorundur. Orman azaltıcı faktörlerden birisi de, orman yangınlarıdır
Türkiye’nin bulunduğu konumda orman yangınları tamamen önlenemese de, ülke nüfusunun bilinçlendirilmesi ve alınacak önlemlerle orman yangınlarını ve olumsuz sonuçlarını, en aza indirgemek mümkün olacaktır. Ülkemizin geleceği ve sürdürülebilir ormancılık faaliyetleri açısından bu son derece önemlidir.
Son günlerde artan orman yangınları ağaçlara, bitki örtüsüne ve ormanda yaşayan birçok canlıya ciddi zararlar vermektedir. Büyük orman yangınlarıyla ilgili yapılan birçok araştırma, iklim değişikliğinin ve artan sıcaklıkların etkisine dikkat çekerek yangın ve iklim arasındaki ilişkiyi ele almıştır. Araştırmalar, iklim değişikliğiyle birlikte artan atmosferik kararsızlık, sıcaklığın yükselmesi, kuraklığın artması, sürekli olan sıcaklık dalgaları gibi meteorolojik ve iklimsel koşulların yangınların sayısında ciddi artışlara neden olduğu göstermiştir, ancak yangının başlaması için iklim koşulları yeterli değildir Yangın havadaki oksijen, sıcaklık ve yakıt olarak adlandırılan orman tabanında bulunan otsu veya ince yanıcı materyallerin belli bir oranda bir araya gelerek yanma reaksiyonu vermesi ile başlamaktadır. Literatürde bu üç unsur yangın üçgeni olarak adlandırılır. Yüksek sıcaklık, düşük bağıl nem, şiddetli rüzgârlar ve kısa süreli şiddetli yağış ile oluşan ani fırtınalar bir yangının bu şekilde başlaması için gerekli olan ve giderek sıklaşmaya başlayan sert hava koşullarıdır.
Çevreye verdiği zararlar nedeni ile orman yangınları dünyada doğal afetler içinde önemli bir yere sahiptir. Orman yangınları sadece ekosistemleri olumsuz etkilemekle kalmayıp, aynı zamanda ekonomik ve sosyal yaşamda da ciddi sorunlara neden olmaktadır.
Yangınların neredeyse tamamından sorumlu insanlarımızı bilinçlendirmez ve çalışmalara ortak etmeyi düşünmezsek, ormanlarımızda yanıcı yönetimi uygulamalarına girişmezsek, kolay tutuşan ve yüksek enerjiyle yanan ormanlar kaçınılmaz bir sonuç olarak çıkar ortaya. Yangın öncesi, sırası ve sonrasında neyi, niçin nasıl yapmasını bilen eğitimli bireylerden oluşan, zamanın ruhuna uygun “Orman Yangınlarına Uyumlu Toplum” kavramı çok önemlidir.
Ülkemizde zor günler yaşamaktayız. Pandemi sıkıntısından sonra meydana gelen orman yangınları yöre halkını çok zor duruma sokmuştur. Evlerinden, barklarından, hayvanlarından, ekinlerinden olan insanlarımıza elimiz uzatmamız, onlarının acılarını paylaşmamızın tam zamanıdır. Allah Ülkemizi belalardan korusun.