Erzurum'u Anarken

Volkan Kemal Ergenekon 14.03.2020 12:07:00
Hergün bir şehrin kurtuluşunu anıyor, herbirinde diğerlerinden  daha  üstün bir heyecan tadıyoruz...
İşte bugün Erzurumun heyecanı içindeyiz...
Erzurum denince akla iki kelime gelir.
Bar ve dadaş...
Erzurum oyunlarına bar,
Efelerine dadaş denir..
Bar, muharebe meydanlarının zafer şenliklerini, dadaş bu şenliklerin kahramanlarını gösterir..
İşte bugün , bar ve dadaş diyarının kurtuluş gününü kutluyoruz.
Vatanın hiçbir köşesi, diğer bir köşesinden daha az kahraman değildir..
Misal mi istiyorsunuz..İşte Gaziantep..İşte Kahramanmaraş...İşte efeler diyarı Ege..İşte Karadenizli arslanlar...

Herbiri baştanbaşa bir tarih, herbiri baştanbaşa bir destan...
Yalnız Erzurum'un bir hususiyeti var..O , bu destanlara beşik olmuş, bir destanın bitmesi ile ikinci destanı yazmaya başlamıştır..

Nitekim 1828 yılından 1916 yılına kadar 88 sene içinde tam 4 defa Erzurum kapılarında muaźzam Rus kuvvetleri ile gırtlaklaşılmış , Dadaşlar tarihini yaldızlı menkıbelerle süslemiştir...
Size bunlardan sadece birini örnek olarak anlatmak istiyorum bu makalemde...

GAVUR BOĞAN MUHAREBELERİ( 1854) 

Kafkasları işgal eden Rus orduları 1854 senesinde bir taraftan Romanya üzerinden Tuna istikametine yönelirken, bir taraftanda doğu hudutlarımızı aşarak Kars'a ve Kars'tan sonra da asıl hedef olan Erzurum'a ilerlemeye başlamıştı.. 

Bunlardan bir Rus tümeni Erzurum'un güneyine bir saat mesafede bulunan Abdurrahman Gazi Türbesini tahrip ettikten sonra Erzurum kalesine hakim bulunan tepeleri işgal ederek, iki taburunu toprak tabya ismi verilen tepeler hattına yaklaşırmıştı..

Buradan Ermeni kılavuzlar yardımı ile toprak tabyenin zayıf tutulan kısımlarından şehrin güneydoğusunda bulunan aşağı ve yukarı Hasan Basri mahallelerine girerek geceyarısı evlere saldırmaya başlamıştı..

Rus askerleri tarafından Hasan Basri mahallelerinde naralar atıyor, şenlikler yapılıyordu..
Kar ve fırtınanın acı ıslıklarla ortalığın bir birine kattığı bu gece yarısında neye uğradığını bilmeyen Erzurumlular, büyük bir şaşkınlık içinde dışarı fırlarken sokakları hınca hınç dolduran Rus askerleri ile karşılaşıyordu..
Peki şimdi ne olacak ?!..
Vatan Rus çizmeleri altında ezileçek, Türk bayrakları yerine Rus bayrağı çekilecek, kulağımızın alışık olduğu ezan sesleri yerine Rus naraları dinleyecek, namusumuz ve haysiyetiniz Ruslara peşkeş mi çekilecekti? Acaba karanlık ve lekeli günler mi gelmişti?..

Hayır ! Sadece şehit olma günü gelmişti; Ruslarla gırtlak gırtlağa boğuşulacak , kan gövdeyi götürünceye kadar, taş taş üzerinde , baş baş üzerinde kalmayıncaya kadar boğuşulacaktı.
Şu an ruhlara bir ses doluyor,
Durma dadaşım!
Dedelerimin ruhu üstüne kanat açmış seni şehit görmek istiyor..
Sarıl bıçağına..Bugün milli şeref, milli namus günüdür.7 yaşından 70 yaşına kadar eli silah tutan dadaşlar..Baltalara kazalara sarılıp dışarı fırlıyordu..

Dadaşlar fırlarda Fatmalar bakar mı?
Sokaklarda bir taraftan tekbir sesleri, Allah Allah sesleri göklere yükselirken, diğer taraftan can veren Moskof askerlerinin iniltileri duyuluyordu..

Kadınlar dişlerini ve tırnaklarını moskof askerlerinin tırnağına saplarken , Dadaşlar bıçağı ile baltası ile kazması ile son gücü ile vuruyordu..
Bakınız bir şair bunu nasıl ifade ediyor..

Tanrım bu ne vuruştur gözler halkalanıyor;
Uçaklar bayraklaştı cihan dalgalanıyor.
Silkin ey Palandöken , dök başından karını
Dadaş vururken, sinin gösterir vakarını..

Gecenin bu korkunç mücadelesi sabahın erken saatlerine kadar devam eder.
Bu mücadele iki Rus taburu yüzde doksan nisbetinde zaiyat verip yüzde on nisbetinde ki artıkları ile de Abdurrahman Gazi sırtlarına doğru kaçmaya başlarlar..
Kaçanlara dokunulmadı..
Türkleri , Moskova'da anlatsınlar diye...
Güneş Erzurum kalesini aydınlatırken , Hasan Basri deresi binlerce Rus ölüsü ile dolmuş, ölenlerin çokluğu yüzünden dere saatlerce kanlı su halinde akmıştı.

Böylece Türk tarihine, şanlı bir sayfa daha eklenmiş, taaa Çin ülkesinden Viyana kapılarına kadar şan ve şöhretler salan , atı ile silahı ile destanlar  yaratan bu milletin esaret zincirine boyun eğmeyeceğini bir defa daha ispat etmiş bulunuyordu.

Ruslar , bu kanlı savaştan sonra bir defa daha kendilerini denemek istemişlerse de feci bir ders alıp, geldikleri yere dönmeye mecbur kalmışlardır.

Erzurum Valisi ve Kumandanı Feyzullah Paşa, kahraman Hasan Basri mahallesi halkını tebrik etmiş,hükümete bir yazı yazarak , mahallenin adını Gavurboğan olarak değiştirmiştir..

Gırtlak gırtlağa yapılan bu muharebelerde can veren , vatan ve namus müdaafasını  her şeyin üstünde gören Erzurum yiğitleri ve Erzurum kadınları idi..

Onlar bu cengaverliği, bu kahramanlığı, damarlarında dolaşan asil kandan almışlardı..
Zaten Türkün en büyük hassası da budur.
Kıymetli Arkadaşlarım...
Küfür olan mücadele elbette bugünde devam ediyor..
Irak'ta, Suriye'de Yemen'de , Filistin'de , Doğu Türkistan'da, Keşmir'de , emperyalistler ümmet olarak  yumuşak karnımız kavmiyetçiği ve mezhepçiliği kullanarak bizi birbirimize düşünmeye çalışmaktadır..
Bu oyuna gelme gafletine düşüp emperyalistlerin ekmeğine yağ sürmemeliyiz. 
Direniş Cephesi tüm gücü ile bu istikamette mücadele etmektedir biiznillah..
Vahdet ruhu ile mücahede eden erlere Rabbimiz ( cc) irade ve güç versin...
Ümmet şuuru ile vatanlarında şehit düşenlerin ruhları şad makamları cennet olsun inşallah...