2011 yılında da aynısı olmuştu. Suriye'yi sofraya koyan dünyanın kötülerine timsal Amerika ve yedeğindeki ülkelere itiraz edenlerin ne Şebbihalığı kalmıştı ne de Vatan Hainliği...
En çokta para edeni şu "Vatan Hainliği."
Öyle utanmazca, öyle kolay, öyle pervasızca çıkıyor ki ağızlarından, çok insanı tedirgin etmiyor değil. "Neme lazım?!" deyip yerine oturanlar, sesini kısanlar, yavaş yavaş arka tarafa çekilenler...
Şimdi daha büyük bir hazırlık var. Karşılarındaki Direnişin Karargahı çünkü. Öyle ufak lokma değil. Bir iki vur-kaç'la olacak gibi değil.
"Medya Savaşı" başlığı ile ısınıyorlar. Güçlerini de sınıyorlar. Nerede kim var, kiminle ne yapabiliriz diye notlar alıyorlar. Ayrıca karşının da gücünü sınıyorlar. Güçlü ve zayıf alanlarını tespit edip oralara dair strateji geliştiriyorlar.
Her güçlünün bir zayıf yönü vardır elbet ve zayıf yerinden çalışırsan yıkarsın, güreşte kaide bu...
"İran'da İsyan" başlığına konu seçilen Mehsa Emini adlı Sünni ve Kürt kızın seçimi oldukça iyi bir seçimmiş, şimdi anlıyoruz.
Bir kesimi "Başörtüsüne Özgürlük!" üzerinden çalıştırdılar bu süreçte. İçinde LGBT dahi vardı. Seküler taifenin organizesine en kolay gerekçedir bu.
Diğer taraftan Selefi ve Tekfirist mahalleye uzandılar "İran Sünnî öldürüyor" da, buranın bulunmaz başlığı oldu. Zaten Direnişe Suriye'den acısı olan kesim bu. IŞİD'i bitirmiş az mı?
Faşist kesimler için de menü hazırdı. Onlara edilecek servisin adı ise "İran Kürt öldürdü!" idi... Pejak, Komela gibi Mossad'la çalışan Örgütlerin eylemleri için bu iyi bir gerekçeydi. Ki öyle iyi bir stratejiydi ki, Tebriz'de çalışan bir başka Faşist taife olan Türk faşizmine timsal GAMOH, "Azerbaycan uyaxtı, Kürdistan'a dayaxtı" diye slogan attı.
Bir kızın ölümü üzerinden Azerbaycan, Kürdistan, Ahvaz, Belucistan adları duyulmaya başlandı. Zahedan'da da iyi hazırlıkta oldukları görüldü.
Halk, 40 yıllık deneyime sahip olduğu için oyuna gelmedi.
Halk oyuna gelmeyince ve terör örgütleri ile bu kalkışmada aktif rol alan kişiler de yakalanınca, bu sefer dünyaya İran'daki olayların devam ettiğini, kesintisiz bir protesto dalgası yaşandığı imajını vermek için Yumuşak Savaş Stratejisinde "Anlık çekim üzerinden sürekli algı" denen taktiğe geçtiler.
İran'ın bir çok şehrinde bir anda saçını açan kadın görüntüsü, kuytu bir yerde sembol isimlere ait şahısların resimlerinin yakılma görüntüsü, bir başka ortamdaki proje dahilindeki anlık konuşmaları fotoğraf ve video edip ayrıldılar oralardan. Toplamı üç dakikayı geçmeyen sahnelerle protestoyu sürekli kılma, dünyanın ilgisinden kaçırmama üzerinde durdular. Görüntüler, anında Sosyal Medya ve bütçesini Suud'un karşıladığı medya organlarına servis edildi.
Burada da az şey yapmadılar ama, çok işe de yaramadı bu. Halk, yine ilgisiz kaldı. Ve hatta çoğu program ve makalelerde halka karşı kızgınlıkları da görüldü, "İsyan Organizatörlerinin". "Biz bu kadar uğraşıyoruz ama onlar ilgisiz" değerlendirmeleri yapıldı.
"İran dışında çalışmak"da vardı gündemlerinde... Batı Emperyalizmi bu konuda iyidir. hatırlayın, bize de yaptılar/yapıyorlar aynısını. PKK'nın, organize ettiği çok protesto gösterisi görmüşsünüzdür oralarda.
Dün Almanya'da yaptılar. Kalabalık, Avrupa'nın tamamından toplanmıştı. İçinde Şah döneminin bayrağını taşıyanlardan Pejak amblemine, GAMOH'çulardan İşgal Rejimi İsrail'in bayrağına kadar geniş bir taife; ki, birbirine zerre kadar tahammülü olmayan. Zaten dün konuşma sırası yüzünden kavga bile ettiler....
Bir torba tutup içine kim varsa doldurmuşlardı. Algı oluşturmada iyi bir taktik aslında. Sonuçta görüntü lazım, kim anlayacak orada kimin ne olduğunu...
Kürt Faşisti ile Türk faşistin ancak Emperyalizmin organizesindeki omuz omuza oluşuna kim soru işareti koyacak ki?
Bütün bunlar olacak elbet! 40 yıldır da oluyor zaten. Rusya-Avrupa, Ukrayna zemininde iyice arayı açtı. İran, Doğalgaz rezervi dünyada II. sırada olan bir ülke ve Avrupa buna şimdilerde daha büyük bir ihtiyaç duyuyor. Yoksa onun umurunda mı kadın saçı, insanın hakkı-hukuku?!
Suud gibi en Bedevî yönetim müttefiki değil mi?! Testere ile adam kestiler, testere ile kestiklerini asitle yok ettiler, sonuç?!
Velhasıl Dostalar!
Düşmanın düşmanlığını yaptığı günler, bu günler.
Kim nerede olur, kendince...
Çadırı kim yandırır, kim söndürür, kim arazi... Tarih tutar kaydını gelecek nesillere...