Bir Erbain dolayısıyla daha Kerbela’ya geldik...
Kerbela yani, yeryüzü özgürlerinin Hz. Seyyidüşşüheda ile buluşma ve yolunu sürdürmek üzere ahidleşme yurdu…
Ve Erbain…
Milyonlar Hüseyn aşkı ile yine Kerbela’ya yürüyecekler, kilometrelerce yol boyunca sel olup akacaklar. Her geçen zaman daha da büyüyerek ve daha da coşarak…
.
Bundan daha beş yıl öncesine kadar, Samarra’dan Kazimeyn’e, Necef’ten Kerbela’ya bütün beldeler, bütün haremler tarihin en büyük ölümcül bir tehlikesiyle yüzleşmişti. Öyle ki ne can ne mal, ne ırz ne de namus güvenliği kalmamıştı…
.
Bu azgın saldırganlığın öncelikli hedefi başta Necef ve Kerbela olmak üzere bütün Ehli Beyt haremleri idi. Şam’da Hz. Zeyneb’in hareminin başına getirilecek olanlar, Irak’ta bütün haremler için planlanmış ve bu da açıkça ilan edilmişti.
.
Ancak Velayet hattının büyük komutanı Hacı Kasım, İmam Hamenei’den aldığı emirle, bu azgın saldırganlığı tamamen bitirmek ve bütün haremlerin, bütün beldelerin ve bütün halkın güvenliğini sağlamak üzere, tarihin emsalsiz savaşını kuşandı. Bu büyük komutan, başta Ebu Mehdi el Mühendis olmak üzere, Iraklı, İranlı ve başka ülkelerin Hüseynî fedaileriyle birlikte bu saldırganlığın belini kırarak, küresel emperyalizm ve bölgesel müttefiklerinin himayesindeki bu projeyi parçaladı ve haremlere yönelik bu azgın tehlikenin önünü aldı…
Hacı Kasım komutasındaki bu yiğitlerin neler yaptığını takdir eden herkesten önce Hz. Emirelmüminin, Hz. Seyyidüşşüheda ve Hz. Zeyneb-i Kübra’dır. Ki bu azgınca saldırganlığın ilk hedefi onların haremleri olmuştu…
Bu yazıyı da şu an İmam Hüseyn’in hareminin yanıbaşından yazıyorum. Ve düşünüyorum; Hacı Kasım’lar olmasaydı, bu haremlerde taş üstünde taş kalacak mıydı?
Ve bu komutan bu topraklarda vuruldu…
Ali’nin Ammar’ı, Hüseyn’in Abbas’ı olan Hacı Kasım bir ömür boyu İmam Hüseyn’in yoluna canını adadı, İslam’ın ve mukaddesatımızın göğsünü siper etti…
Ve sonunda bu beldelerin, bu haremlerin ve buradaki mukaddesatın korunması için tertemiz kanını vererek ‘büyük kurban’ olarak mele-i ala’ya kanat çırptı…
O vazifesini yaptı, onun yüzü Hz Emirelmüminin katında aktır, Hz Seyyidüşşüheda yanında aktır, Hz Zeyneb-i Kübra önünde aktır; ve onlar bu büyük şehidi bağırlarına basmışlardır…
Bugün yeryüzünün tüm Hüseyn aşıkları, bütün Ehli beyt dostları bunu düşünmelidirler ki, Kerbela’ya giden yol Hacı Kasım’ların kanlarıyla açık kaldı. Bu kan olmasaydı Necef mi, Kerbela mı kalacaktı? Bu kan olmasaydı hangi Harem ayakta duracaktı?
Bunu bilmeyenler, bu gerçeklikten haberdar olmayanlar olabilir. Onlar da bunu zamanla öğreneceklerdir elbet. Ama bunu bilenlere bu aziz şehide vefa için hüccet tamamdır…
İmam Hüseyn aşkıyla Erbain’e gidip de bu büyük kurbana selam durmayanların, bu kana vefa göstermeyenlerin yüzüne İmam Hüseyn bakar mı? Hz. Abbas bakar mı? İmam Ali’nin yolundayım deyip de bu büyük kurbana gözlerini kapayanın yüzüne İmam Ali bakar mı?
Avam havas, merce mukallit herkesin görevidir bu. Mertlik ve vefadır bu. Ahlak ve terbiyedir bu. İlim ve irfandır bu. İhlas ve samimiyettir bu. Velayete sadakattir bu…
Ve sınavlar içinde büyük bir sınavdır bu…
Selamlar sana ey Hüseyn
Selamlar olsun kurbanlarına!
Selamlar sana ey Hüseyn,
Selamlar olsun tüm yoldaşlarına!
Selamlar sana ey Hüseyn,
Selamlar olsun her zamandaki alemdarına!
Selamlar sana ey Hüseyn,
Selamlar olsun Senin yolunda, senin için kanı kanına karışan Büyük kurban Şehid Serdar Hacı Kasım’a…