“Gönüllerin komutanı” olarak tarihin kalbine yazılan Şehid Serdar’ın şehadetinin yıldönümünün ikinci yıldönümü dolayısıyla, “Türkiye Şehid Serdar Dostları” adı altında bir kafile halinde İran’ın Kirman şehrine bir ziyaretimiz oldu.
Serdarımızın şehadetinin hemen ardından başlayan küresel corona musibeti, birinci şehadet yıldönümünün güçlü bir şekilde anılmasına mani olmuştu. Bu sene bu sağınla büyük ölçüde baş edilmiş olmanın fırsatıyla, uluslararası bir etkinlik olarak aziz şehidimizi anma etkinlik ve programlarına katılmak üzere İstanbul’dan yola Kirman’a doğru yola çıktık.
Bu arada pandemi ile sıkı mücadele gerekçesiyle, İran’a yurt dışı girişi için iki aşı zorunluluğunun getirilmesi üzerine, altı kişilik ayrı bir grubumuzun İran’a gitmesi ne yazık ki mümkün olmamıştı. Dolayısıyla, yirmi kişilik kafilemiz 14 kişiye inmişti.
İnşallah bir sonraki yıl Uluslararası Şehid serdarı anma etkinliklerine Türkiye’den katılışımız çok daha fazla kardeşimizin katılımıyla olacak, Türkiye Şehid Serdar Dostları organizasyonu büyük çaplı bir programı icra edecektir.
İran’a yola çıkmadan önce İran Televizyonunun kafilemiz ile İstanbul’da Kudüs Gönüllüleri Derneği’nde yaptığı görüşmenin haberinin biz daha Kirman’a varmadan İran’daki haber bültenlerinde yayınlanmış olması, Türkiye Şehid Serdar Dostları kafilesine ilgiyi artırmıştı.
İran televizyonlarında haber bültenlerinde yer alan haber videolu olarak şu şekilde yer almıştı:
“İran Televizyonu uluslararası haber merkezinin Ankara’dan verdiği habere göre, Hacı Kasım Süleymani mektebinin takipçisi bir kafile, şehid serdarın resminin basılı olduğu önlüklerle birlikte şehid Hacı Kasım’ın kabrini ziyaret edecek.
Türkiye Direniş cephesi takipçileri “Hepimiz Kasım Süleymani’yiz” sloganı ile Şehid Serdar ziyaretçilerine katılacak. Kirman’a gidecek olan bu kafile, Şehid Serdar’ın örnek şahsiyetine büyük bir sevgi ve saygı göstererek, onun direniş cephesindeki komutanlığına ve yoluna bağlılıklarını dile getirdiler.”
Bizler İstanbul Havalimanından kafilemizle birlikte İran’ın Tahran şehrine uçtuk, hemen oradan da Kirman şehrine uçmak için, iç hatlar uçuşlarının olduğunu Mehrabat havalimanına geçtik.
İran’a varır varmaz hem havalimanı, hem yollar, caddeler ve meydanlar, duvarlar ve bilboarlarda yoğun bir şekilde Şehid serdarın değişik resimlerini görüyorduk.
Burada hemen belirtmemiz gerekir ki, bu resimlerin bu denli yaygın ve yoğun olmasının en önemli sebebi, İran halkının her kesiminde, tüm katmanlarında şehid serdara karşı engin bir sevgi ve minnet olmasındandı. Nitekim yüreklerdeki bu sevgiyi onun cenaze namazı için İran’ın birçok şehrinde düzenlenen mahşeri cenaze namazlarına insanların gözyaşları içinde nasıl bir sel gibi ona aktığına bütün dünya şahit olmuştu.
İslam inkılabı önderi İmam Humeyni’nin o tarihi cenaze namazının ardından tanık olunan ikinci cenaze namazı olmuştu. Aslında böyle bir tabloya bütün dünya şaşırmıştı. İran’ın farklı siyasi eğilimlerinin yanısıra dindar olmayan insanlarının da ona bu denli ilgi, sevgi ve minnet duyması çok şaşırtıcı olmuştu. Doğrusunu söylemek gerekirse, bunu ben de hiç beklememiştim…
Serdar Süleymani’nin şehadeti ve ardından cenaze namazları İran halkı içinde ve bütün dünyanın gözü önünde aynı zamanda bir referandum gibiydi. Meydanlar bir seçimi ve bir tercihi gösteriyordu. Burada sandıklardan çıkan oyların sayısı değil, kilometrelerce uzunluktaki insan selinin haykırışları ve gözlerinin yaşları bu seçimin sonucunu yansıtıyordu. Onları kışın ortasında bu denli meydanlara dolduran tek etken, o büyük komutanın gönüllerdeki emsalsiz ağırlığı idi. Bundan dolayı o sürekli “gönüllerin komutanı” olarak anılmaktadır…
Onun için bir şehid serdar dostu olarak diyebiliriz ki; böyle bir şahsiyeti anlamlı kılan onun sadece askeri yönü değil, ihlas ve fedakarlığına, irade ve cesaretine, irfan ve takvasına, bilinç ve dehasına, şefkat ve mihribanlığına kadar bütün bir şahsiyeti idi. Bunun içindir ki, cenaze namazını kıldırırken gözyaşlarına boğulan İmam Hamenei onu bir “mektep” olarak tanımladı.
Bizler de Türkiyeli şehid Serdar dostları olarak şehadetinin ikinci yıldönümü anma etkinliklerine katılmak için yola çıkarken böylesi bütüncül bir şahsiyetin, gönüllerin bu komutanın bir aşığı, bir öğrencisi ve bir takipçisi olarak yola çıkmıştık. Benim açımdan üçüncü ziyaret olmuş olsa da, hep birlikte bir vuslat, bir buluşma, bir kavuşma, bir kucaklaşma duygusu ve iştiyakıyla ona doğru hareket ettik…
Bu vesile ile, bizleri bu uluslararası anma programına davet eden yetkili kardeşlerimize, orada bize yardımcı olan, programlara eşlik eden tüm fedakar ve muhlis dostlarımıza en kalbi duygularımıza şükranlarımızı sunuyoruz.
Yine aynı şekilde bu organizasyon davetimize icabet ederek bu kafileye katılan, emeği geçen, katkı sunan tüm kardeşlerimize de en kalbi şükran ve minnettarlığımızı sunuyoruz.
Devam edecek