Biz Müslümanlarda " tevhid" ( tek ilaha iman) inancı vardır, Batılılar da ise " teslis" (üç ilaha inanma) inancı vardır. Fakat onların teslislerinin onlara sağladığı faydayı, bizim tevhidimiz bize sağlamıyor! Dünyevi açıdan onlar gittikçe birleşip tek güç olurken ve kendilerini geliştirip yer yüzünün efendiliğine soyunurken, bizler de gittikçe bölünüp güç kaybediyor ve yer yüzündeki insanlık terazisine taş bile olamıyoruz!
İster istemez eğitimli gençlerimizin aklına şu sorular geliyor:
"Acaba bizdeki tevhid inancı batıl, onlardaki teslis inancı mı haktır, yoksa bu işin inançla bir ilgisi yok da bizler yanlış onlar mı doğru insanlardır?"
Eğitimli gençler açısından: "Şayet bir inanç, ( ister tevhid olsun ister teslis) insanı Salih/faydalı insan yapıyorsa, o inanç doğru inançtır!"
Yine onlarda şöyle bir inanç oluşuyor:
-"Diyorlar ki: Demekki Allah'ın tekliğine ya da teslisine inanmaktan ziyade, insanın doğru/salih/faydalı insan olması önemlidir, münafık ve zararlı bir insan olmamasıdır! Ve yine Riyakar, yalancı, münafık, kıskanç, dünya perest, çıkarcı insan olmamasıdır!"
Aslında Allah'ın bizden istediği de budur! İnsanlığın da beklentisi budur! Bu, kemalatın, insanlığın ve maneviyatın dosdoğru yoludur!
Kanaatimce "tevhid", Allah'ın tekliği değil, insanın tekliğidir! Yani aslında " Allah tektir" diyen bir insan " Muvahhid" değildir, Muvahhid insan, " Muvahhed" ( aklı, duyguları, vicdanı, hedefi tek) olan insandır! İşte gerçekte de böyle bir insan " Muvahhid insan" oluverir! İnsandan beklenen de budur!
İşin gerçeği Allah, Kuran'da ilah'ın sayısıyla ilgili pek te önemli deliller sunmamıştır. Bir tek "yaratıcı Allah" hususunda: "Şayet Allah'tan başka bir ilah ( yani yaratıcı ilah) olsaydı, yer ve gök yüzü bozulurdu" ( Zümer: 38) diye buyurmuştur. Bu ayet de yaratıcı Allah'ın tekliğini vurgulamak içindir. Fakat yaratıcı Allah'ın varlığını müşrikler de dahil tüm inançlar kabul ederler!
Batılı Hristiyanlar da, Budistler de, zertüştler de yaratıcı Allah'ı kabul ederler. Fakat onların hiç biri bize; " Rabb/eğitici/öğretici/yönetici olacak Allah'ı kabul etmezler. Örneğin batılılar der ki bizim öyle bir Allah'a ihtiyacımız yoktur, biz tüm işlerimizi kendi akıl ve devlet gücümüzle hallediyoruz, hastaladığımızda, Allah'a sığınmıyor, tıbba sığınıyoruz, ekonomik sıkıntıya düştüğümüzde ticari müesseseler vasıtasıyla sorunumuzu hallediyoruz v.s.
Dolayısıyla biz Allah'a ihtiyaç duymuyoruz!
Oysaki tüm insanların her dönemde ihtiyaç duydukları şey, hayır, kemal, adalet, merhamet, insaf ve insanlıktır ve bu değerleri elde etmek ise, Allah'a iman etmekle ve onun Rabb Allah olduğunu kabul etmekle mümkündür. Yoksa bir tek "Allah'ın yaratıcılığını" kabul etmekle bu değerleri elde etmek mümkün değildir! Bu insani değerler aynı zamanda " iman" dır da!
Dolayısıyla saydığımız bu değerler "teslis dini" nde değil de yalnızca "'tevhid" dininde vardır. Fakat böyle bir din biz Müslümanların ellerinde varken, ellerinde böyle bir dini bulundurmayan teslisciler biz tevhitçilerden hayli öndeler!
Şimdi gel de hayret etme!