Yazilimedya.com Genel Yayın Yönetmeni İsmail Bendiderya; Suriye'de tekrar başlayan tekfircilerin saldırılarına değinerek ABD-İsrail iş birliği ile bölgede yapılan planları ele aldı.
Araştırmacı yazar İsmail Bendiderya; Suriye'de tekrar başlayan tefkircilerin saldırılarına değinerek ABD-İsrail iş birliği ile bölgede yapılan planları ele aldı. Bendiderya, yazısında İsrai’in Arz-ı Mev’ud projesine de değinerek Türkiye’yi bekleyen tehlikeye karşı uyardı.
Bendiderya yazısında şu ifadeleri kullandı:
Geçtiğimiz günlerde Suriye'de tekrar tefkircilerin saldırıları başladı ve dört bir taraftan Halep etrafına akın eden terörist gruplar kendisini toparlamaya çalışan Suriye'nin korkunç bir iç savaşa daha sürüklenmesi için Amerika ve İsrail ile iş birliği halinde Halep kentine saldırdılar.
Aslında Amerika'nın Suriye'yi İsrail'e kolay bir lokma haline getirmek için yaptığı BOP planının bir parçası olan tekfirciler şimdi Suriye'de toplanmaya başladı.
Çeçen ve Irak asıllı aşırıcılar, Suudi Arabistan Vahabileri, Özbekistan- Afganistan'dan dahil olanlar ve çoğu da ABD hapishanelerinde en adi suçlarla mahkum edilmiş ahlak dışı kişilerin ABD ordusu tarafından istihdamı vesilesiyle oluşturulan bu tekfirci grubun şimdi Halep'te Suriye devletini yıkmak için görevlendirilmiş olmasına şaşırmıyoruz.
Bütün bu olaylara baktığımızda zamanlama açısından birkaç gelişmenin aynı anda vuku bulduğunu görmek mümkün.
Bunlardan biri Amerika'da ki seçim ve bu seçimin sonucunda Trump'ın iş başına gelmiş olması.
Şunun altını çizmek gerekiyor ki Trump'ın ve ya Biden'ın varlığı Amerika denilen emperyalist devletin politikalarını değiştirecek bir durum değildir.
Yani Amerika'da bir cumhurbaşkanının başka bir cumhurbaşkanıyla yer değiştiriyor olması dünyanın en büyük emperyalist devleti olan ABD’nin dünya üzerindeki yayılmacılık, parçalama ve yutma politikalarını değiştireceği anlamına gelmiyor.Bunu bir kez daha bugün Suriye olaylarında görüyoruz.
Amerika Cumhurbaşkanları Suriye'den ve Irak'tan çekileceklerini hatta çekildiklerini söylerken yalan söylüyorlardı. Hiçbir zaman ne Irak'tan ne Suriye'den çekilmediler.
Bilakis; Irak'ta ve Suriye'de en stratejik yerlere konuşlandılar, buralarda üsler kurdular ve bugün sadece Suriye'de 12’den fazla Amerikan üssünün bulunması, ABD işgalciliğinin ne anlama geldiğini anlatması açısından yeterli.
Bunun Siyonist İsrail'in yayılmacılığıyla ne kadar benzeştiğini görmemek için kör olmak gerekiyor!
Amerika ve İsrail ikilisini, iki ayrı şey gibi mütalaa etmek büyük bir hataya yol açacaktır.Bütün gelişmelere dikkatle baktığımızda Amerika'da ki seçimlerin dışında İsrail'in sıkıştığı günleri görüyoruz.
Bir yıldan fazladır İsrail, Gazze'de yok etme projesini büyük ölçüde başarıyla tamamladıktan sonra Lübnan'a yöneldi.
Lübnan'dan sonra İsrail'in yayılmacılık politikası Büyük Orta Doğu Projesi’nin (bölge ülkelerini bölüp parçalama planı) bir ayağı da Suriye'nin, İsrail tarafından işgal edilmesiydi.
Lübnan'dan sonra Suriye'ye yönelmek isteyen İsrail, bunu 6 ay önce denedi. Medyaya pek yansımasa da Suriye topraklarına tanklarıyla giren siyonistler, büyük bir direnişle karşılaşınca geri çekilmek zorunda kaldılar.
Ama şimdi İsrail, Suriye'ye güneyinden sızmaya ve Golan'daki işgali tekrarlamaya çalışıyor.
PEKİ BU NE ANLAMA GELİYOR?
İşte bugün Suriye'nin kuzeyindeki yaratılan kargaşa ve Suriye Devleti'ne karşı açılan bu savaşın bütün amacı İsrail'in Suriye işgalini kolaylaştırmak.
Suriye'nin kuzeyinde konuşlandırılan ‘YPG, PYD, SDG veya PKK terör grupları’ aslında MOSSAD, CIA ve Pentagon projesi olan sözde Kürt devleti oluşumu yani ikinci bir İsrail’den başka bir şey değil!
Birinci İsrail'in Kuzey Irak'ta Barzanistan olarak kurulduğunu biliyoruz fakat Barzani şimdilik resmi ilanda bulunamadı.
Birkaç kere buna yeltenen Barzani, kendilerini devlet olarak lanse etmeye kalkışsa da özellikle Türkiye ve İran tarafından gelen yoğun tepki ve yaptırımlar karşısında geri adım atmak zorunda kaldı.
Barzani'nin burada potansiyel olarak ikinci İsrail görevini yürüttüğünü hepimiz biliyoruz. Amerika, ikinci İsrail Kürdistanı’nı Suriye'nin kuzeyinde kurmaya çalışıyor.
İKİNCİ İSRAİL KÜRDİSTANI PROJESİNİN AMACI
Mevcut süreçte Suriye devletinin bütün askeri güçlerini kuzeye çekmesini planlıyorlar. Bu durum Suriye'nin güneyinin önemli ölçüde zayıflatılması ve boşaltılması anlamına geliyor.
İki gündür medyada yayınlanan videolarda Halep halkının kaçtığını görüyoruz. Halep halkı ‘Tahrir Şam’ denilen ve aslında El Kaide'den başka bir şey olmayan ve düne kadar bütün dünyanın DAİŞ, Nusra ve Özgür Suriye ordusu olarak tanıdığı işgalciler grubunun elinden kurtulmak için kaçıyorlar.
ABD VE İSRAİL’İN İŞGAL PLANI
Amerika ve İsrail'in düşündüğü plan; Suriye ordusunu kuzeyde çok tehlikeli bir savaşla meşgul ederken Suriye'nin güneyini boşaltıp burayı işgale müsait hale getirmek!
Suriye'nin güneyinin boşaltılması planına karşı Suriye ordusu Suriye'nin müttefikleri ile birlikte (İran ve Rusya'nın gönüllü savaşçıları) Suriye topraklarını kurtarmaya çalışıyorlar.
Dün gece geç saatlerde Irak Kuvay-i Milliye komutanı Ebu Azrail, İran'ın Kirman şehrine gitti.
Havalimanından doğruca şehit Kasım Süleymani'nin kabrini ziyarete giden Ebu Azrail, cihat yemininde bulundu.
İran ziyaretinden kısa bir süre sonra Ebu Azrail, Tahrir-i Şam tekfircilerini Halep'ten söküp atmaya yemin eden Irak direniş kuvvetleri adına yardım için Suriye'ye geçti.
Muhtemelen Ebu Azrail kuvvetleri, bugün Halep etrafında konuşlanarak IŞİD, Özgür Suriye ordusu ve El Nusra gibi tekfirci güçlerle ağır bir savaşa girecekler.
ABD- İsrail ikilisinin bölgedeki yayılmacılık politikalarını ve BOP projesini bir kez daha çökertmeye yemin eden Ebu Azrail’in profesyonel birlikleri de şu anda Suriye'de bulunuyor.
İSRAİL’İN LÜBNAN BAŞARISIZLIĞI
Gazze’yi yerle bir eden İsrail, bir yıllık çabanın ardından Lübnan'da başarılı olamadı. Aynı katliamı Lübnan’da da işlemeyi göze almasına rağmen orada birkaç aydan fazla kalamadı ve bu süre zarfında çok ağır kayıplar verdiği için geri çekilip Hizbullah ile barış yapmak zorunda kaldı.
Bu durum siyonist İsrail'in kesinlikle boş durmayacağını ve Suriye'nin güneyine girmeye çalışacağını gösteriyor.
TÜRKİYE, İRAN VE IRAK DA TEHLİKEDE
Suriye'nin kuzeyinde oluşturulmak istenen sözde Kürt devleti fakat gerçekte ikinci İsrail olan bu işgalci oluşumun Türkiye, İran ve Irak'ı da ciddi şekilde tehdit eden bir unsur oluşu ise meselenin diğer bir boyutu olarak ele alınması gerekiyor.
İsrail'in Büyük Ortadoğu projesi adını vermiş olduğu genişletilmiş Kuzey Afrika projesinde aslında Arz-ı Mev’ud’un gerçekleştirilmek istendiği herkes tarafından biliniyor.
Arz-ı Mev’ud denilen haritaya internetten girip bakıldığında 7 ülkenin işgali anlamına geldiği rahatlıkla görülebilir.
Hatta İsrail'in bugüne kadar inkar etmediği ve büyük bir gururla resmi şahsiyetlerin odalarının duvarlarına astığı haritada; İran, Irak, Suriye ve Türkiye'nin bir kısmının Azerbaycan, Nahçıvan ve Ermenistan'ın ise tamamının bu haritanın içinde olduğunu görüyoruz.
Türk topraklarında gözü olduğunu gizlemeyen İsrail, bunun Arz-ı Mev’ud (kendilerine vadedilmiş ilahi bir hediye) olduğunu söyleyerek Yahudileri tahrik ediyor ve ABD de Yahudileri bu şekilde kanlı savaşların içine çekebiliyor.
Bugün için Suriye'de yaşanılanları özetlemek gerekirse; bu ABD'nin, İsrail eliyle oynadığı büyük bir oyundur ve Amerika, Suriye ordusunu kuzeyde meşgul edip Suriye'nin güneyini boşaltarak burayı İsrail'in komplolarına ve işgaline müsait hale getirmeye çalışıyor.
Bu durum Türkiye için son derece dikkat edilmesi gereken ciddi bir stratejik mesele olarak algılanmalıdır.