Bir Direniş Kaç Devrim/Kaç Hüseyin Çıkarır?

İsa Dervişoğlu 2.03.2025 10:53:55
Gazze soykırımı, Gazze Devrimi/7 Ekim Devrimi ile birlikte geldi. Soykırım, küresel bir cephe tarafından gerçekleşti.

Gazzeli çocuk, en ağır bombalara, çıplak bedeniyle direndi. Bu, imanın, direnişin ve tevekkülün tercih edilmesine tekabül ediyordu. Bu, haysiyet ve şerefin, zillete ve teslimiyete tercih edilmesiydi. Sabrın en uç noktaları yaşandı ve yaşanıyor. Bu, 7 Ekim’i devrim yapan bir ameldi.

Aliya, köle olmayacağız, diyordu. Köle olmamak neydi, teslim olmamak neydi, tevekkül neydi?

Hepsini gösterdi, öğretti insanlığa Gazzeli çocuk, Gazze Devrimi, 7 Ekim Devrimi.

Soykırımın ilk günlerinde soykırımcılar, kendilerine insan; yok etmek için en aşağılık tüm yöntemleri kullanarak ve ilan ettikleri gibi hiçbir kural tanımayarak soykırım uyguladıklarına ise "insanımsı" dediler.

Her türlü orantısızlık ve kuralsızlığa ve dayanılması zor süreçlere rağmen ilkelerinden ve direnmekten taviz vermeyen “insanımsı”lar, takas sırasında da bu tezi geçersiz kıldılar. Kendilerine “insan” diyenlerin zindanlarından çıkanlar içeride her türlü işkenceden geçmiş ve kimisi hafızasını kaybetmiş, zayıflamış ve tanınmaz hale gelmişken; “insanımsıların, tünellerde, açlık ve zorluklarla ellerinde tuttukları “insan”ları, “insanımsı”lara hayran ve gayet sağlıklı şekilde yolculamalarına tanıklık etti insanlık ve hür vicdanlar.

İnsani ve evrensel bir devrimdir bu.

Tutsağına alnını öptüren bir devrimdi bu.

Haysiyet devrimidir bu.

Musa’nın, yeniden asasını attığı bir devrimdi bu.

Bugünün Firavunlarına bir isyan ve bugünün büyücülerini/algılarını geçersiz kılan bir devrim bu.

Bir Devrim Kaç CHE Çıkarır?

Şeyh Naim Kasım cenaze merasiminde şu ifadeleri kullandı:

"Sizlere kardeşim, sevgili liderim Seyyid Hasan Nasrullah adına sesleniyorum. Selam olsun size, insanların en onurluları, en sadık ve en cömertleri. Selam siz başımızı dik tutanlara olsun. Bugün, dünyanın özgür insanlarının olağanüstü lideri, mücahitlerin, ezilenlerin ve dünyanın dört bir yanındaki acı çekenlerin sevgilisi, milleti için direnişe önderlik eden ve milletini direnişe yönlendiren, hedefi her zaman Filistin ve Kudüs olan müstesna bir tarihi lidere veda ediyoruz.”

Tarihte 80 tondan fazla bomba ile şehit edilen ilk insandır Nasrallah.

Dünyanın en güçlüleri ve en kötülerinin oluşturduğu bir ittifak tarafından ortadan kaldırılması gereken birisi olmak, en büyük bir şereftir ve evrensel içeriklidir.

Dünyanın en güçlü ve en kötülerinin, şehadetinin faili olması, bir insan için en büyük onurdur.

Dünyanın bütün iyilerinin sempatisini, hayranlığını kazanmak, bir insan için en büyük rütbedir.

En acımasız, kozmopolit ve ilk örnek olan soykırımı yaşanırken, tüm devletlerin, tüm silahların ve tüm vicdanların sustuğu bir süreçte, insanlığın indiği bu, en alt seviyede, bir devlet bile olmadıkları halde mücadele eden dünyanın bir avuç erdemli ve imanlı mücahitlerinden ve aynı özelliklere sahip bir halk olmak ve bu halktan olmak en büyük erdemdir.

*
O, mezhebi, bölgeselliği, ideolojik kısıtlılığı ve hiyerarşiyi, bazı yönleri ile İran Devrimi'ni bile aşan özgün niteliklere sahipti.

Bu Devrim, Direniş Devrimidir

İlkeler devrimidir. Kerbela gibi kanın kılıca galip olduğu bir devrimdir. “Nice az toplulukların, kalabalıklara galip geldiği” ayetlerin devrimidir bu devrim.

Mutlak kötüler/çağdaş Firavunlar güçlü ve kitlesel silahlara sahip diye, küresel sömürü ve hakimiyet mekanizmaları kurmuşlar diye, küresel finans, teknoloji ve medya mekanizmaları var diye, tüm sihirbazları yanlarına almışlar diye, medya güçleri onların yanında diye yeryüzünde ilah olamayacaklarının, ilah olmadıklarının, ilah olmaması gerektiğinin kanıtlandığı bir devrimdir bu devrim.

Ölmek üzere olan devrim olgusunu hayatın ta içine yeniden taşımış ve hiçbir güçlünün yaptığı haksızlığa ve zulme razı olunmamasının bir haysiyet ve şeref olduğunun, mümkün olduğunun tekrar öğretildiği ve hatırlatıldığı bir devrimdir bu. Devrim ve vicdani uyanışın, küresel ölçeğe taşındığı bir sürecin içindedir bu şegadet.

Birçok lider, birçok Hüseyin, birçok Musa yetiştirdi bu devrim ve birçok devrimci yetiştirdi. Bu çağın asası oldu bu devrim.

Birçok Che yetiştirdi bu devrim. Muvahhid olanları çoğunlukta olan birçok Che.

Hangi birini saysak ki? …

Ama Nasrallah başkaydı. Birçok özelliği üzerinde taşıyan bir lider, bir devrimci, bir barışçı, bir savaşçı, bir fedai, bir birleştirici, bir alim, bir asker, bir siyasetçi, bir analist, bir strtejist, bir diplomat, bir mücahit, bir direnişçi, bir kahramandı. Sanırım bu paragraftaki özellikler ve daha fazlası genel bir kanı. Bir övgü değil. Zira övgü ihtiyacı olmayan biriydi. Lübnan halkı başta olmak üzere, insanların genel kanısı bu. Onun ülkesinden, inancından, düşüncesinden olmayanların da kanısı bu yönde.

O, iki İslam’dan birini iyi temsil eden ve uygulayabilen nadir bir liderdi.

Bir İslam, İsrail’in ve tüm kötülerin razı olduğu, şarlatan, teslimiyetçi, hurafeci, kavgacı, ötekileştirici, ayrıştırıcı, tekfirci, münafık, saltanatçı, Muaviyeci, Amerikancı, haysiyetsiz ve korkak, hain ve Siyonist İslam;

Diğeri ise iyiye, olumluya, barışa, birleştirmeye, cesarete tekabül eden, zulmü, esareti, işgali ve esareti kabullenmeyen, izzetli, erdemli, şerefli bir duruşu, hürriyeti temsil eden İslam.

Lübnan halkı gibi bölük pörçük bir halkın ittifakla sevdiği, saydığı ve en önemlisi güvendiği hatta düşmanı İsrail’in dahi ‘o söylemişse doğrudur’ noktasında olduğu bir eminlik ve dürüstlükte bir İslam'ı gösterdi insanlığa.

Tekrar söylüyorum, bir övgü değil; gözlem ve tespit olarak aktarmaktayım bunları zira bu konuda yapılan yorumların hemen hepsi bu yönde.

Gerek Nasrallah ve gerekse 7 Ekim Devrimi ve genel anlamda direniş ve bu süreç, küresel anlamda tüm iyileri ve kötüleri bir araya getiren, cepheleri netleştiren bir konjonktür oluşturmuştur ki örneği çok nadirdir.

Olaya, sadece cenaze töreni ve anlamı ile değil; direnişle geçen hayatının ve kurumsal ve şahsi olarak yaptıkları, yöntemleri, yaklaşımları ve tüm stratejisi ile değerlendirerek yaklaşılmazsa eksiklik olur.

Ancak yine de tek başına bir cenaze töreni bile adeta bir devrimdir. Öldürülmesinin/öldürme şeklinin/öldürülme nedeninin/soykırımcı katiller koalisyonunun kimliklerinin ve öldürülmesinin sonuçlarının bir devrim olması gibi.

Zira Lübnan gibi az nüfuslu ve büyük riskler altında bulunan bir toplumda, Gazze’de soykırımın ve işgalin canlılığı ve Lübnan’da büyük riskler ve kaos ortamı varken, dünya halklarından geniş bir katılım, sempati kazanmış olarak 1,5 milyon civarı insanı, bu soğuk mevsimde bir araya getirebilmek muhteşem bir anlam taşır. Büyük başarı ve mesajdır. Evet, bu da bir devrimdir.

“Cenaze Törenleri Yüksek Komitesi ''halk ve resmi katılımlar arasında dünyanın dört bir yanından törene katılan yaklaşık 79 ülkenin'' katılımını tespit etti.”

Bu konuda İsrail medyasının itirafları bile tek başına kayda değerdir. Örneğin; İsrail Kanal 12: “23 Şubat'ta gördüğümüz şey bir cenaze töreni değildi, ateşkesin üzerinden 70 günden az bir süre geçtikten sonra Hizbullah saflarının yeniden düzenlenmesiydi. Bu partiyi yok etmek için harcadığımız milyarlar nereye gitti? Onlar gerçekten kazandı ve biz kaybettik.” Şeklinde bir değerlendirme yapıyor.

"Bu tören bir son değil, devamlılığın ve değişimin yeniden vurgulanmasıydı.

Sokakları dolduran büyük kalabalık, sadece bir bağlılık gösterisi yapmadı; bu manzara, Hizbullah’ın Lübnan toplumundaki köklü yerinin canlı bir kanıtıydı.

Birçok gözlemcinin beklentisinin aksine, bu tören bir zayıflık anı değil; sağlamlaşma ve güçlenme anıydı.

Tören, Hizbullah’ın gücünün yalnızca liderlerinden kaynaklanmadığını, sosyal tabanından organik bir şekilde doğduğunu gösterdi.

Halk, pasif bir şekilde Hizbullah’ı takip etmiyor; aksine, bu halk, partinin temelini ve gücünün kaynağını oluşturuyor." / Muhammed Ali Senoberi/ydh

Galiba Lübnan direnişinin ufku, yakaladığı/oluşturduğu misyon İran direnişinin de üstünde.  Daha evrensel bir çizgi yakalamış, Lübnan gibi zor ama entelektüel toplumunun her kesimi ile barışçıl bir duygudaşlık oluşturabilmiş. Model olabilecek en önemli yanlarından biri de galiba bu.

HAYSİYET DEVRİMİ 

Bu konuda iki alıntı yapmak istiyorum:

Alanında otorite sayılan Suriye ve Ortadoğu uzmanı gazeteci Fehim Taştekin de bu konuda bir video paylaştı. Videoda ki şu ifade dikkat çekici:

“Şii değil de sünni olsaydı bütün Arap coğrafyasını peşinden sürükleyebilecek kapasiteye ve karizmaya da sahipti. Toplumuna haysiyet duygusu kazandırarak gitti. Geride kalan haysiyettir. Direnişi besleyen de kanaatimce budur.” https://youtu.be/ACctOGe3IYE?si=V0ZolVbwqUK1eXQH

*

Batı Asya uzmanı Alptekin Dursunoğlu, x hesabından şunu paylaştı:

“Tarihte çok az insan her kesimden iyileri kendi safında, her kesimden kötüleri de karşı safta birleştirebilmiştir.

Çağın 'furkan'ına görkemli veda.”

*

"Che Guevara, Allende, Patrice Lumumba, Chavez, Mandela, Connolly ve Gandhi gibi Seyyid Nasrallah da adaletsizliğe, insanların köleleştirilmesine ve emperyalizm, sömürgecilik ve kapitalizmin yozlaşmış uygulamalarıyla ortaya çıkan eşitsizliğe karşı çıkan herkesin kalbinde yaşıyor." Fra Hughes /Al Mayadeen

*

Neler yaşandı neler. Neler gördük neler. "Gazze'deki soykırıma ortak olmayacağını" söyleyerek kendini yakan ABD Hava Kuvvetleri askeri Aaron Bushnell”i de gördük;

Gazze’de çocukları yakan ateşin yakıtını ısrarla gönderen “Müslüman”ları da.

Hak batıl mücadelesidir bu ve hak da batıl da ayan beyan ortadadır artık.

Furkan günleridir yaşanan.

*

Şehidin bir sözü ile bitirelim:

“Şartlar ne olursa olsun Filistin ve Gazze'yi terk etmeyeceğiz.”

Diğer tüm şehitler gibi o da Kudüs şehidi oldu.

Kendisi, mücadelesi, yöntemi, insaniliği bir model oldu.

Sadece Batı Asya için değil; evrensel anlamda devrimci bir model oldu denebilir.

Böylesi bir potansiyel; böylesi bir aşamayı devrimle, model olma potansiyeli ile kuşattı ve birleştirici ilkelerle, zaferle sonuçlandırdı.

İnsanlığın önünde artık yeni bir çağ var: İslam’ın/direnişin çağı.

Haysiyet çağı. Haysiyet Devrimi'ni tanıma, tanımlama, tanıtma, tamamlama, geliştirme, sahiplenme, tercih etme, benimseme, yaşama ve yaşatma çağı.

Haysiyet çağı kutlu olsun!

Haysiyet Devrimi kutlu olsun!

İslam ümmetinin şehitlerinin şehadeti kutlu olsun!

Kutlu olsun!

*

NOT: Ramazan'a girdik. Zaten hep açlıktaydı Gazze. Özellikle Ramazan'da ve özellikle Gazze'ye gıda ulaştırmanın öncelenmesi gerekli ve değerli. Bu yıl şatafat ve gösteriyi terk edelim, bu Ramazan GAZZE RAMAZAN’I olsun. Hayırlı Ramazanlar.