Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Belçika Dışişleri, Avrupa İşleri, Dış Ticaret ve Federal Kültürel Kurumlar Bakanı Bernard Quintin ile Ankara’da bir araya geldi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Quintin ile ortak basın toplantısı düzenledi.
Fidan, basın toplantısında yaptığı konuşmada, “(Suriye’de) Yeni dönemde de kendini sıkıntıda hisseden herhangi bir çoğunluk ya da azınlık varsa, kim olursa olsun, Türkiye bunların da hamisidir" dedi.
Bakan Fidan açıklamasında, Suriye'de özellikle terör örgütü PKK'nın sadece Suriye'yi değil, Türkiye ve bölge ülkeleri de tehdit ettiğinin altını çizerek, "Terör unsurlarının ülkeyi terk etmelerini istiyoruz" cümlesini kaydetti.
Fidan, şunları kaydetti:
Bu yeni dönemde de kendisini sıkıntıda ve endişede hisseden herhangi bir Suriye'de çoğunluk veya azınlık varsa, kim olursa olsun; Nusayriler olur, Aleviler olur, Yezidiler olur, Hristiyanlar olur, kimler olursa olsun, Türkiye, diğerlerinin olduğu gibi bunların da hamisidir, koruyucusudur. Bunların Suriye'de başına bela gelmemesi için her türlü girişimde bulunuyoruz. Suriye'nin yeni yönetimi de bu konuda fevkalade hassas. İnşallah hiçbir şey olmaz ama olması durumunda Cumhurbaşkanımız bu konuda son derece hassas, prensipleri belli. Kim zulme uğrarsa biz zulme uğrayanın yanında yer alırız. Onunla gerekli dayanışma içerisinde bulunuruz. Dolayısıyla kime olduğuna değil, ne yapıldığına bakıyoruz.
Türkiye'nin Suriye konusunda gerek kendi imkanlarını, gerek uluslararası toplumun imkanlarını seferber etmede elinden geleni yaptığını söyleyen Fidan, şöyle devam etti:
Özellikle Suriye'nin yeni hükümetinin bu aşamada iç bütünlüğünü sağlarken, güvenliğini sağlarken, toprak bütünlüğünü, siyasal egemenliğini sağlarken aynı zamanda ülkenin yeniden inşası için gerekli olan ekonomik ve finansal araçların, ticari araçların bir an önce sağlanması konusunda da görüş birliği içerisinde olduk. Bu konuda elimizden gelen her şeyi yapmaya hazır olduğumuzu bir kez daha ifade ettik.
Fidan, Gazze'de devam eden soykırımın, insanlığa karşı işlenen suçların sadece Gazze'deki Filistinleri tehdit etmekle kalmadığını, aynı zamanda AB başta olmak üzere uluslararası sistemi 'inanılmaz derecede zor bir duruma' düşürdüğünü vurgulayarak "Bunun bir an önce son bulması gerektiği konusundaki görüşlerimizi kendisine de ilettik" dedi.
Fidan, kendisine yöneltilen "Suriye'deki yabancı savaşçılarla ilgili Türkiye nasıl bir rol oynayabilir?" sorusuna ilişkin de şunları söyledi:
Kamplarda ve hapishanelerde bulunan DEAŞ tutukluları meselesi, bu konuda Türkiye uzun yıllardır net bir pozisyon ortaya koymakta. Özellikle kamplarda ve hapishanelerde tutulan DEAŞ tutukları bunlar ait oldukları ülkeler tarafından geri alınmalılar. Bunların burada belirsiz bir süre için tutulması, herhangi bir yargılama prosedürüne tabi tutulmaması ve geleceklerinin ne olduğuna dair herhangi bir planın veya ajandanın olmaması bölgede gerçekten büyük bir kriz kaynağına dönmüş durumda. Özellikle de DEAŞ tutuklularını orada tutmak için başka bir terör örgütünü getirip, PKK'yı, bu işte memur etmek gerçekten uluslararası sistemin şu anda baş başa kaldığı büyük bir açmaz ve kriz.